30 Eylül 2021 Perşembe

PS5'e Cloud Flight müjdesi!

HyperX, genişletilmiş PlayStation® konsol uyumluluğuna sahip HyperX Cloud Flight kablosuz oyun kulaklığının piyasaya sürüldüğünü duyurdu. PlayStation® 4 ile birlikte PlayStation® 5 ile uyumluluk ekleyen yeni kulaklık, konsol oyuncularına 2,4 GHz kablosuz bağlantı ve tek şarjla genişletilmiş kablosuz oyun için 30 saate1 varan pil ömrüyle benzersiz HyperX konforu sunuyor. Tasarıma daha belirgin mikrofon kontrolü için yeni sessiz bir LED mikrofon da eklendi.

HyperX Cloud Flight kulaklığı, kafa bandında dayanıklı ayarlanabilir çelik sürgüler ve genişletilmiş oyun deneyimi için HyperX imzalı hafıza köpük de kullanılarak konforu bir sonraki seviyeye taşıyor. Cloud Flight, kapalı kapak tasarımına sahip, etkileyici oyun içi ses için 50 mm sürücüler ve oyuncuların oyun aralarında kulaklığı boyunlarına veya omuzlarına koymalarını sağlamak amacıyla 90 derece dönen kulak kapakları da bulunmaktadır.

HyperX işletme müdürü Bianca Walter; "Konsol oyuncuları için en iyi deneyimi ve daha fazla seçenek sunarak oyun kulaklıklarımızı genişletmeye devam etmekten gurur duyuyoruz" diyerek sözlerine şöyle devam etmiştir; "Cloud Flight kablosuz oyun kulaklığı, kullanıcılara Sony PS5™ ve PS4™ ile uyumlu, şık siyah bir tasarım sunarak, HyperX ürünlerinde var olan konforu ve stili sunuyor."

HyperX Cloud Flight kablosuz oyun kulaklığı, 20 metreye kadar2 menzil ve 30 saate varan pil ömrü ile kablosuz bir deneyim sağlıyor.1 Kulaklık, kullanıcıların LED efektlerini, mikrofon sesini, gücünü ve ses seviyesini ayarlamasına olanak tanıyan kullanışlı yerleşik kontrol özellikleri sunar.  Ek olarak sessiz LED göstergesine sahip çıkarılabilir gürültü önleyici mikrofon, oyuncuların ekip arkadaşlarıyla net bir şekilde iletişim kurmasına yardımcı olur.

Mevcut COVID-19 durumu nedeniyle, HyperX 'in bazı ürünlerinde ve nakliyesinde gecikmeler yaşanabilir. HyperX, bu durumun müşterileri üzerindeki etkiyi en aza indirmek, ürün kullanılabilirliğini ve zamanında teslimat sağlamak için ortaklarıyla mümkün olan her türlü tedbiri almaktadır.

HyperX Cloud Flight Kablosuz Oyun Kulaklığı Teknik Özellikleri:

Kulaklık

Sürücü: Dinamik, neodim mıknatıslarla birlikte 50 mm

Tip: Kulak üstü, çevresel, geri dönüş kapalı

Frekans yanıtı: 10Hz–21.000Hz

Empedans: 32 ?

Ses basınç seviyesi: 106dBSPL/mW, 1kHz'te

T.H.D.: < 2%

Çerçeve tipi: Çelik

Kulak yastıkları: Hafızalı köpük ve birinci sınıf suni deri

Mikrofon

Eleman: Elektret kondansatör tipi mikrofon

Kutup düzeni: Çift yönlü, gürültü önleyici

Frekans yanıtı: 20Hz-6.8kHz

Hassasiyet: -51dBV (1V/Pa, 1kHz)

Bağlantılar ve Özellikler Ses bağlantısı: Kablosuz USB, Kablolu 3,5 mm (3 kutuplu)1 USB ses formatı: Stereo USB özelliği: USB 2.0 Örnekleme oranları: 44.1kHz, 48kHz Bit derinliği: 16 bit Ses kontrolleri: Yerleşik ses kontrolleri Aydınlatma: Mavi Aydınlatma efektleri: Sabit, breathing(yavaşça yanıp sönen), kapalı

Pil

Tür: Şarj edilebilir lityum polimer Pil ömrü2: 30 saat (LED Kapalıyken), 18 saat (breathing LED), 13 saat (LED Açıkken) Şarj süresi: 3 saat

Kablosuz

Tip: 2.4 GHz

Kablosuz menzil3 :20 metreye kadar

Fiziksel Ağırlık: 300g Mikrofonlu ağırlık: 315g Kablo uzunluğu ve türü: 0,5 m USB Micro-B - USB-A şarj kablosu

1 3,5 mm kablo dahil değildir, mikrofon sesi için kullanılamaz

2 %50 kulaklık ses seviyesinde test edilmiştir. Pil ömrü kullanıma göre değişir. 3 Kablosuz menzil, çevresel koşullara bağlı olarak değişebilir.



Forza Horizon 5 bilmecesi çözüldü

Tokyo Game Show 2021 Xbox etkinliği sırasında Microsoft ve Playground Games, popüler açık dünya yarış serisinin bir sonraki halkası olan Forza Horizon 5'in resmi PC sistem gereksinimlerini açıkladı. Gereksinimler, Steam ve Microsoft Store sayfalarında yayınlandı.

Forza Horizon 5 için açıklanan sistem gereksinimleri 3 ana başlık altında toplanıyor.

FORZA HORIZON 5 MİNİMUM GEREKSİNİMLER

İşletim Sistemi: Windows 10 sürüm 15063.0 veya üstü İşlemci: Intel i5-4460 veya AMD Ryzen 3 1200 Bellek: 8 GB RAM Grafikler: Nvidia GTX 970 veya AMD RX 470 DirectX: Sürüm 12 Depolama: 110 GB kullanılabilir alan

FORZA HORIZON 5 ÖNERİLEN GEREKSİNİMLER

İşletim Sistemi: Windows 10 sürüm 15063.0 veya üstü İşlemci: Intel i5-8400 veya AMD Ryzen 5 1500X Bellek: 16 GB RAM Grafikler: Nvidia GTX 1070 veya AMD RX 590 DirectX: Sürüm 12 Depolama: 110 GB kullanılabilir alan

FORZA HORIZON 5 İDEAL GEREKSİNİMLER

İşlemci: Intel i7-10700K veya AMD Ryzen 7 3800XT Bellek: 16 GB RAM Grafikler: Nvidia RTX 3080 veya AMD RX 6800 XT DirectX: Sürüm 12 Depolama: 110 GB SSD

Sistem gereksinimleri, günümüzdeki diğer oyunlara kıyasla oldukça kabul edilebilir görünüyor. Oyun, en az dört yıl öncesine ait grafik kartları ve CPU talep ediyor. Ancak oyunu yüksek çözünürlüklerde oynamak ve ışın izleme özelliklerini kullanmak için sistemlerinde, ideal gereksinimler listesinde bulunan donanımların yer alması şart.



Galaxy S22 Ultra'dan dev sızıntı

Üçüncü taraf kılıf üreticileri, serinin resmi lansmanından önce Galaxy S22 koruyucu kılıflarını üretmeye başlamak için gerekli tasarım ayrıntılarını çoktan aldı. Ve şimdi bu kılıflara ait ilk fotoğraflar ortaya çıkmış durumda. Bu fotoğraflar, daha önce sızdırılan telefon tasarım detaylarını büyük ölçüde doğruluyor.

Daha önce sızan fotoğraflara baktığımızda, Galaxy S22 ve Galaxy S22+'ın, Galaxy S21 ve Galaxy S21+ ile aynı tasarım çizgilerini taşıyacağını söylemek mümkün. Ama Galaxy S22 Ultra'ya ait olduğu iddia edilen yeni kılıflar, en üst seviye modelin kamerasının eski tasarım diline döneceğini gösteriyor. Başka bir deyişle kamera çıkıntısı bu kez kasayı sarmıyor ve yine arka kısımda, kendine ayrılan bölüme yerleşiyor.

s22 ultra

Bazı sızıntılar, Galaxy S22 Ultra yerine, Samsung'un telefona Galaxy Note 22 Ultra ismini vereceğini söylüyordu. Ama son raporlar, yerleşik bir S Pen yuvasına sahip olsa bile, Ultra modelinin "Galaxy Note 22 Ultra" olarak adlandırılmayacağını açıkça gösteriyor. Ama adı her ne olursa olsun, kılıflar Ultra modelinin standart Galaxy S22 ve Plus varyantları gibi görünmeyeceğini ortaya koyuyor.

Tabii ki hiçbir şey, Samsung tarafından onaylanana kadar kesin değil ve teorik olarak Samsung bir sonraki Galaxy Unpacked etkinliğine ev sahipliği yaptığında işler değişebilir. Ancak gerçekçi konuşmak gerekirse, kılıf üreticileri resmi özelliklere göre Galaxy S22 kılıfları üretmeye başladıysa, Samsung genel tasarıma karar vermiş durumda.



Galaxy S22'nin pili şaşırtabilir

Galaxy Note 7'nin pili, Samsung'un piyasaya sürüldükten 7 hafta sonra telefonu iptal etmek zorunda kalmasının tek nedeniydi. Zira bu pil, defalarca kullanıcıların elinde yanmıştı ve ciddi bir sorun teşkil ediyordu.

Samsung, olaydan sonra pil tedarik zincirini yeniden değerlendirdi. Bu pillerin bir kısmını tedarik eden Çinli bir tedarikçiyle olan tüm işlerini durdurdu. Şimdi ise, Galaxy S22 serisinin de aynı tedarikçiden pil kullanacağı ortaya çıktı.

Çinli Amperex Technology Limited (ATL), Samsung SDI ile birlikte Galaxy Note 7'nin pillerinin tedarikçilerinden biriydi. ATL, olayın ardından Samsung'un pil tedarik zincirinden kesilmişti. Zaman içerisinde ise yavaş yavaş geri dönmeye başlamıştı.

Samsung o zamandan beri bu utanç verici olayın bir daha asla tekrarlanmamasını sağlamak için sıkı güvenlik önlemleri aldı. Koreli dev şirketle olan iş ilişkisini yeniden açtığı için ATL, Samsung'un katı standartlarını karşılamış olabilir.

ATL'den gelen piller şu anda Galaxy A/M serisi akıllı telefonlarda, Galaxy Watch ve Galaxy Buds giyilebilir cihazlarda kullanılıyor. ATL, Samsung'un üst seviye modelleri için pil bile sağladı. Galaxy S21 serisi, hem ATL hem de Samsung SDI pillerini kullanıyor.

Kore medyası, ATL ve Samsung SDI'nin yaklaşmakta olan Galaxy S22 serisi için de pil tedarik edeceğini bildiriyor. Samsung'un üst seviye modellerinde bir kez daha ATL kullanması, teknolojisinin ve güvenliğinin gelişmeye devam ettiğini gösteriyor.

Galaxy S22 Pilinin Kapasitesi Şaşırttı

Samsung SDI yapımı Galaxy S22 pili şimdiden internete sızdırıldı. Bu pil, hayal kırıklığı yaratan bir şekilde Galaxy S21'in 4.000mAh piline kıyasla 300mAh düşüş gösteren 3.700mAh kapasiteye sahip...



Tesla'dan Cyberquad sürprizi

Tesla bazen gizemli bir şirket olabiliyor ancak konu ürün ve ürün duyuruları olduğunda pek fazla sır tutmuyor. Uzun vadede üretmeyi planladıkları her şeyi önceden tanıtabilen firmanın son patent başvurusu birçok soru işaretini de beraberinde getirmişti.

Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne (USPTO) yakın zamanda yapılan bir başvuruda Tesla, "Cyberquad" terimi için bir ticari marka almayı talep etti. Ancak her ne kadar ismi bir araç ismine benziyor olsa da bu bir otomobil veya herhangi bir ulaşım türü değil. Patent, Cyberquad kıyafetlerini konu alıyor.

Cyberquad, ilk olarak 2019'un sonundaki ilk etkinliği sırasında Cybertruck'ın yanında görünmüştü. Uyumlu çizgilere ve süper fütüristik bir görünüme sahipti. Ancak herhangi bir ayrıntı verilmediğinden Tesla'nın büyüyen potansiyel gelecekteki ürünleri kataloğuna heyecan verici ama nihayetinde bilinmeyen bir eklenti olarak görüldü. Tesla'nın patent başvurusundaki ifadesi, "giyim kategorilerini, yani t-shirtler, gömlekler, ceketler; şapkalar; bebek giyimi; ayakkabı; pantolonu kapsar" şeklinde.  Bu nedenle, yakın zamanda gerçek bir Cyberquad satın alıp kullanamayacak olsanız da Cyberquad ile ilgili bir şey satın alma şansınız oldukça yüksek.



Easycep, telefon mağazasını açtı

Yenilenmiş elektronik cihaz alım satımında yenilikçi çözümlerle öne çıkan Easycep, ilk fiziksel mağazasını Beşiktaş'ta açtı. Easycep, yenilenmiş garantili elektronik cihaz satışının yanı sıra müşterilerinin mevcut cihazlarını da hem internet sitesi üzerinden hem de fiziksel mağazadan en iyi tekliflerle satın alan Türkiye'deki tek platform olması ile dikkat çekiyor. Satın alınan bu cihazlar gerekli bakım ve onarım işlemlerinin ardından testleri de tamamlanarak tüm fonksiyonları yüzde 100 çalışır şekilde ve 1 yıl Easycep garantisinde yeniden satışa sunuluyor.

MAĞAZA YATIRIMLARINA DEVAM EDECEĞİZ

Şimdiye kadar internet üzerinden gerçekleştirdikleri cihaz alış ve satış işlemlerinde kurdukları uçtan uca sistemle yüksek bir müşteri memnuniyeti yakaladıklarını söyleyen Easycep CEO'su Mehmet Akif Özdemir, "Yenilenmiş telefonlara olan talep hem dünyada hem de ülkemizde giderek artıyor. Yaptığımız iş, müşterilerimiz için akıllı alışveriş tercih yapmasını sağlamanın yanında doğal kaynakların verimli kullanımı açısından da büyük önem arz ediyor. Sunduğumuz yenilikçi alışveriş deneyimi ve şeffaf iş süreçlerimizle müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Açılışını yaptığımız Beşiktaş mağazamız ile büyümemizi sürdürürken sektörümüzün de büyümesine öncülük ediyoruz.  Çok yakın zamanda Anadolu Yakası'nda da bir mağaza açacağız. Ardından Ankara ve Aydın başta olmak üzere diğer illerimizde de mağaza açılışlarımıza devam edeceğiz" dedi.

SÜRECİ ŞEFAFLIKLA YÜRÜTÜYORUZ

Yenilenmiş cihaz alım ve satımında en önemli konunun güven olduğunun altını çizen Özdemir, "Satmak istediğiniz telefonu İstanbul içinden ücretsiz kuryeyle, İstanbul dışından da ücretsiz kargo ile bize ulaştırdığınızda tamamen dijitalleşmiş bir sistemle inceliyor ve değerinde teklif veriyoruz. Müşterilerimizin cihaz satarken de alıken de Easycep'i en güvenilir platform olarak görmesi için tüm süreçleri şeffaflıkla yürütüyoruz. Yenilenmiş telefon pazarının en güvenilir ve lider markası olma vizyonuyla sektörü ileriye taşıyacak yatırımlar yapmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Easycep.com adresini ziyaret edenler ellerindeki telefon ve tabletler için hızlıca yaklaşık bir teklif alabiliyor ve satışta olan yenilenmiş garantili cihazları kolayca satın alabiliyor.



25 milyon yıllık fosil şaşırttı!

Avustralya'nın biyolojik açıdan tuhaf bir yer olduğu söylenebilir. Orada yaşayan memelilerin çoğu - ve neredeyse tüm sürüngenler ve amfibiler - Dünya'nın başka hiçbir yerinde bulunmuyor. Dünyanın başka yerlerindeki hayvanlarla neredeyse aynı görünen türler, evrimsel olarak bakıldığında genellikle benzerlerinden çok uzakta yer alıyorlar. Kurbağaların devasa pitonlara ilgi duyduğu, kuşların çöplerinizi çaldığı ve her şeyin sizi öldürmeye çalıştığı bu ülke için "tuhaf" tanımlaması oldukça uygun.

Dahası, Historical Biology (Tarihsel Biyoloji) dergisinde yayınlanan bir makalede ayrıntılı olarak açıklanan yeni bir keşfin gösterdiğine göre tarih boyunca da durum böyleydi. Güney Avustralya'nın dış bölgelerindeki uzak bir büyükbaş istasyonunda bulunan Archaehierax sylvestris, 25 milyon yıl öncesine ait, şaşırtıcı derecede iyi korunmuş bir kartal fosili ve antik Avustralya hakkındaki düşüncelerimizi değiştirecek gibi gözüküyor.

Çalışmanın ortak yazarı Trevor Worthy, yaptığı açıklamada "ağaçlarda oturan tüm bu küçük memeliler ve göldeki güzel ördekler ve flamingolar ile beraber bir tür yırtıcının bulunması bekleniyordu" dedi ve şöyle devam etti: "Artık bir tane var ve bunun Kuzey Yarımküre'den oldukça farklı olduğunu görebiliyoruz - yani Avustralya biyota açısından zaten ayrı bir yola girmişti."

25 milyon yıl önceki Avustralya - antik tarihin geç Oligosen dönemi - bugün bildiğimiz topraklardan çok farklıydı. Worthy'nin açıkladığı üzere A. sylvestris, "40+ santigrat derece ve milyonlarca sinek bulunan kurak çölde keşfedilmiş olabilir", ancak yemyeşil bir ormanda yaşıyor, fazla yaklaşan herhangi bir koala veya ördeğin üzerine saldırıyordu.

Doktora öğrencisi ve çalışmanın başyazarı Ellen Mather ise, yaptığı açıklamada "Archaehierax sylvestris'in kısa kanatlı, uzun bacaklı ve ince yapılı olduğunu fosil kemiklerinden biliyoruz. Gagası, kama kuyruklu gibi modern kartallarımızdan bazıları kadar büyük veya keskin bir şekilde çengel değildi. İlginç bir şekilde, ayak parmakları, bilinen diğer canlı veya fosil türlerine kıyasla daha geniş bir şekilde ayrılmış gibi görünüyor. Bu, ayak parmakları tamamen uzatıldığında ayağa daha geniş bir açıklık sağlayarak av yakalamayı kolaylaştırmak ile ilgili olabilir" diyor.

Flinders University

Worthy'nin doğruladığı üzere bu tür "kesinlikle Accipitridae ailesi içinde... şahinler, kartallar ve eski dünya akbabaları ailesi" ve bu grubun birçok fizyolojik özelliğini paylaşıyor. Ancak, o zamanlar bugün olduğundan daha güneyde olan Avustralya'nın izolasyonunda gelişen evrim, bazı gözle görülür farklılıkların da olacağı anlamına geliyordu. Mather yaptığı açıklamada, kuşun "yaşayan herhangi bir cinse veya aileye ait olmadığını" açıkladı ve yeni türün herhangi bir modern türün doğrudan atası olması pek olası gözükmüyor.

Mather, "Bu bulgunun gösterdiği şey, Avustralya'nın bu zaman diliminde Accipitridae'nin evriminde önemli bir rol oynadığıdır" dedi. "Bu zamanın çoğu kartal/şahin fosili, ailenin ortaya çıktığı düşünülen kuzey yarımküreden biliniyor; eşsiz bir Avustralya soyunun varlığı, bu ailenin bu zamana kadar dünya çapında yalnızca yaygın olmadığını, çoktan çeşitlenmiş olduğunu gösteriyor" diyor.

A. sylvestris'in keşfi birkaç nedenden dolayı önemli. Ekip, bunun dünyadaki en eski kartal benzeri yırtıcı kuşlardan biri olduğunu açıkladı ve şaşırtıcı bir şekilde tamamlandı – Mather'ın belirttiği üzere "size yukarıda verdiğim tüm bilgiler, ancak iskeletin büyük bir kısmı korunmuş olduğu için mümkün oldu, bu da onu yaşayan kartallarla karşılaştırmamıza izin verdi." Worthy, ekibin fosili kazma ve temizleme konusundaki zorlu sürecini bitirdiği zaman, eksik kilit parçalar olarak yalnızca femur ve humerus ile birlikte 63 kemiği bulduklarını açıkladı.

Yazarlar, bunun ötesinde, fosilin küresel öneme sahip bir bulmacanın ilk parçası olabileceğini düşünüyor. Bugün yaşayan tüm kuşların yarısından fazlası ötücü kuşlar olarak da bilinen Passerine takımına ait. Yine de bu türlerin ataları hala bir gizem - tek bildiğimiz Avustralya'dan geldikleri.

Worthy sözlerini şöyle tamamlıyor: "Avustralya papağanlarının ve güvercinlerinin kökenini henüz bulamadık ama en büyük soru ötücü kuşlarla ilgili. Avustralya'nın Oligosen döneminde bir zamanlar ötücü kuşların kökeni olduğunu biliyoruz. Bu fauna 25 milyon yıl önce Oligosen'in son kısmından, içinde ötücü kuşlar bulunuyor ve şimdiye kadar tanımlanmadılar. Bu en eski ötücü kuşların ne olduğunu bilmek, küresel öneme sahip kilit bir sorudur."



OnePlus 9 Türkiye'de!

Küresel teknoloji markası OnePlus, önemli bir kilometre taşını temsil eden en gelişmiş amiral gemisi modeli OnePlus 9 Serisi'ni Türkiye'de tüketicilerin beğenisine sundu. OnePlus 9 Serisi, modern tarihin en ikonik simalarını ve olaylarını ölümsüzleştiren efsanevi profesyonel kamera üreticisi Hasselblad ile uzun vadeli ortaklığın ilk modeli olarak dikkatleri çekiyor. OnePlus'ın yeni amiral gemisindeki kamera sistemi 'Hasselblad Camera for Mobile', akıllı telefon fotoğrafçılığına çığır açan birçok yenilik kazandırıyor. Bu yenilikler, şirketin akıllı telefon renk performansı için yeni standardı olan 'Hasselblad ile Doğal Renk Kalibrasyonu' ve üstün görüntü kalitesi için birinci sınıf donanımla geliştirildi. OnePlus 9 Serisi ayrıca, en yeni Qualcomm® Snapdragon™ 888 mobil platformu, DisplayMate A+ derecelendirmesine sahip üstün 120Hz Akıcı Ekran 2.0 ekranı ve sektörün sınırlarını zorlayan hızlı şarj çözümleri Warp Charge 65T ve Warp Charge 50W kablosuz şarj desteği ile güçlü bir performansa sahip.

Hasselblad Camera for Mobile

Renk, mobil fotoğrafçılığın kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biri. Hasselblad Camera for Mobile özelliğiyle OnePlus, Hasselblad'ın ikonik renk performansını ilk kez bir akıllı telefona getirmeyi amaçladı. Akıllı telefon kamera sistemlerinin geleneksel kameralardan çok farklı çalışması ve Hasselblad'ın renk performansı ve görüntü işleme için katı kurallarının olması hem OnePlus hem de Hasselblad için önemli zorluklardı. Bu hedefe ulaşmak için OnePlus ve Hasselblad, OnePlus 9 ve 9 Pro sensörlerini birlikte kalibre ettiler ve Hasselblad'ın yüksek renk standartlarını kullanarak çok sayıda laboratuvar testi gerçekleştirdiler. Daha sonra iki şirket, renk performansında ortak bir anlayışın sağlanmasının yanında akıllı telefon kullanıcılarının ihtiyaçlarına ve alışkanlıklarına dayalı renklerin ince ayarını yaparak birlikte çalışmalar yürüttü. 

OnePlus 9 Serisi çekilen fotoğraflarda algısal olarak daha doğru ve doğal görünen renkler sunmak için OnePlus'ın renk kalibrasyonunda yeni standard haline gelen Hasselblad ile Doğal Renk Kalibrasyonu kullanılıyor. OnePlus ve Hasselblad arasındaki uzun vadeli ortaklığın ilk ve en önemli sonucu olan bu yeni renk çözümü hem Hasselblad hem de OnePlus araştırma ve geliştirme ekipleri tarafından aylarca kapsamlı doğrulamalar yapılmasını gerektirdi. Uzman bir Hasselblad temsilcisi grubu, önemli geri bildirimler sağladı ve kapsamlı profesyonel fotoğrafçılık deneyimlerini paylaştı. Bu da akıllı telefon kamera deneyimine yeni bir estetik eklenmesine yardımcı oldu.

OnePlus 9 Pro'nun 48MP ana kamerası, etkileyici büyüklükteki 1/1,4" sensöre sahip ve Sony ile birlikte özel olarak tasarlanmış bir IMX789 sensörüyle donatıldı. Sonuç, 2x2 çip üstü lens (OCL), 12 bit RAW, çift yerel ISO ve DOL-HDR gibi önde gelen teknolojilerle sağlanan olağanüstü bir görüntüleme kabiliyeti oldu. Ana kamera, daha yüksek odak hızları, daha fazla renk doğruluğu için dört kat daha fazla renk bilgisi, daha net gündüz ve gece çekimleri ile videolarda azaltılmış hareket bulanıklığı sunuyor. 

OnePlus 9 Pro'nun benzersiz 50MP ultra geniş kamerası, gelişmiş görüntü kalitesi ve daha az grenli sonuç veren 1/1,56" Sony IMX766 sensör kullanıyor. Öncü Freeform lensi, gelen ışığı düzeltmek için bir dizi benzersiz eğriler kullanarak fotoğrafların kenarındaki bozulmayı yaklaşık %1 seviyesine düşürüyor. Ultra geniş açı kamerası, aynı zamanda 4 cm'ye kadar yakın mesafe odaklanma özelliğiyle yüksek kaliteli makro fotoğraflar çekmeye de olanak tanıyor. 

OnePlus 9 Pro'daki 8MP telefoto kamera, bulanıklığı azaltmak için OIS ile 3.3x (77mm) yakınlaştırma sunuyor ve dijital yakınlaştırmada ise 30x'e kadar çıkıyor. Özel bir monokrom kamera, OnePlus 9 Pro'nun ana kamerasıyla birlikte çalışıyor ve siyah beyaz fotoğraflara detay ve katman ekliyor. Yeni bir tilt-shift özelliği, daha yaratıcı fotoğraflar için bir tilt-shift lensin minyatür efektini taklit ediyor.

OnePlus 9 Pro'nun ana kamerası, yüksek kaliteli videolar için standart 1080p'nin 16 katı piksel sayısına sahip. 8K 30fps'de çekimler yapabiliyor; DOL-HDR ile video çekiminde ve düzenlemede size daha yaratıcı olanaklar sunarken, arkadan aydınlatmalı ortamlarda nesneyi her zaman net bir şekilde görmenizi sağlıyor. OnePlus 9 Pro'nun ultra geniş kamerası, yürürken de hızlandırılmış videolar oluşturabiliyor. 

Yeni Hasselblad Pro Modu, düzenleme sonrası sağlam sonuçlar için inanılmaz derecede doğru ve doğal renkler sunuyor. Profesyonel seviyedeki kullanıcılara benzersiz bir Hasselblad deneyimi yaşatmak için Hasselblad'ın görüntü işleme yazılımına dayalı yeni bir kullanıcı arayüzü geliştirildi. Ayrıca, ISO, odak, pozlama süresi, beyaz dengesi ve daha fazlasını ayarlama yeteneğiyle, uzman fotoğrafçıların fotoğraflarına ince ayar yapmaları için benzeri görülmemiş çeşitlilikte kontrol imkanı tanınıyor. Kullanıcılar, diğer akıllı telefonlarda geleneksel olarak bulunan 10 bit RAW ile karşılaştırıldığında, 12 bit RAW formatında 64 kat daha fazla renkte çekim yapabiliyor.

OnePlus 9'daki Hasselblad Camera for Mobile, OnePlus 9 Pro'daki Hasselblad ile Doğal Renk Kalibrasyonu ile aynı geliştirilen renk standartlarını kullanıyor. Üçlü kamera sistemi, kullanıcılara profesyonel düzeyde bir fotoğrafçılık deneyimi sunmak için mobil cihazlarda elde edilen en doğal renklerle çarpıcı görüntüleri yakalama gücü veriyor. OnePlus 9'da kenar bozulmalarını en aza indirmek için, 1/1.56" Sony IMX766 sensör ve benzersiz kavisli Serbest Biçimli Lens ile OnePlus 9 Pro'daki sektör lideri 50MP ultra geniş kamera kullanılıyor. 48MP ana kamera ayrıca, özel olarak tasarlanmış 1/1.43" Sony IMX689 sensör, 2x2 OCL, 12-bit RAW, çift yerel ISO ve 3-HDR sayesinde olağanüstü görüntüleme yeteneklerine sahip. Türkiye'de hem ana hem de geniş açı kamerada Sony IMX sensör kullanan tek ürün olan OnePlus9, geniş açıda en büyük kamera deneyimini sunan ürün olma özelliğine sahip. OnePlus 9'daki kamera sistemi, daha hızlı odaklama, geleneksel 10 bit sensörlere kıyasla 64 kat daha fazla renk bilgisi, daha net gündüz ve gece çekimleri ve videolarda daha yüksek dinamik aralığı sağlıyor. Özel atanmış tek renkli kamera ise ayrıntılı ve katmanlı siyah beyaz fotoğraflar için ana kamerayla birlikte çalışıyor.

120Hz Akıcı Ekran 2.0

OnePlus 9 Serisi'nin 120Hz Akıcı Ekran 2.0 ekranı ne izlerseniz izleyin, sürükleyici bir görüntüleme deneyimi sağlıyor. Ekran, düşük sıcaklıkta polikristalin oksit (LTPO) teknolojisini, üst düzey OLED ekranlarda kullanılan en gelişmiş arka düzlem teknolojisini ve oyunlar için en hızlı dokunma tepkisini entegre eden yeni nesil gelişmiş mobil görüntüleme teknolojisine sahip. Mevcut kullanıcı senaryolarına uyması için LTPO teknolojisi, akıllı telefonların ekranının yenileme hızını 120 Hz'den 1 Hz'ye kadar otomatik olarak ayarlamasını sağlıyor ve önemli ölçüde daha düşük güç tüketimi sunuyor. Hyper Touch teknolojisi ayrıca, işlemci ve ekran arasındaki senkronizasyon hızını önceki teknolojiden altı kata kadar daha hızlı olan 360 Hz'e yükselterek belirli oyunları oynarken çok daha hızlı yanıt süresi sağlıyor.

DisplayMate A+ derecelendirmesi olan OnePlus 9 Pro'nun QHD+, ekranı, 1.300 nit'e kadar en yüksek parlaklık değerinin yanında özgün 10 bit renk derinliği sunuyor ve E4 ışık yayma malzemesi, HDR10+, MEMC, otomatik renk sıcaklığı ayarı, ön ve arka ortam ışığı algılama gibi daha birçok özellikle birlikte geliyor. Ekran, lider profesyonel monitörlerin performansını bile aşan 'görsel olarak mükemmelden ayırt edilemez' olarak derecelendirilen renk sunarak en doğru ve doğal renk üretimini sağlıyor.

OnePlus 9'un ise ekranının parlaklığı 1.100 nit'e kadar çıkabiliyor ve HDR10+ sertifikası, HDR videolarını izleme deneyimini iyileştiriyor. Daha akıcı bir otomatik parlaklık kontrolü sunmak için ekran, 8.192 adet parlaklık seviyesine sahip iki ortam ışığı sensörüyle donatıldı. Comfort Tone özelliği ise daha rahat bir okuma deneyimi için ekranın renk sıcaklığını ortama uyacak şekilde ayarlıyor.

Performans

Son teknoloji 5G ile Qualcomm® Snapdragon™ 888 mobil platformu, ışık hızında kullanım ve benzeri görülmemiş güç sunuyor. %25 daha hızlı işlemci performansı ve %35 daha hızlı grafik işlemenin yanında yeni 5nm düğüm boyutuna sahip Qualcomm® Snapdragon™ 888, tek bir şarjla kapsamlı bir kullanıma imkan tanıyarak önemli güç tasarruflarına imza atıyor. OnePlus 9 Serisi, bir OnePlus amiral gemisinde şimdiye kadar sunulan en hızlı ve en sorunsuz deneyimi için hem LPDDR5 RAM hem de UFS 3.1 depolama özellikleriyle birlikte geliyor. LPDDR4X'ten 1,5 kat daha hızlı olan amiral gemisi düzeyindeki LPDDR5 RAM, 6400 Mbps'ye kadar hız sunuyor. Bu teknolojiler, gelişmiş güç tasarrufu yetenekleriyle birlikte 5G hızlarından tam olarak faydalanarak ve çoklu görevleri sorunsuz hale getirerek hiper bağlantılı bir yaşam tarzını tamamlıyor.

Warp Charge

Warp Charge 65T, sadece 15 dakikada tüm gün yetecek bir güç sağlıyor ve sadece 29 dakikada %1'den %100'e şarj edebiliyor. OnePlus 9 Serisi, bu hızlara ulaşırken, şarj esnasında dahili direnci ve ısınmayı azaltmak için geliştirilmiş çift hücreli tasarıma sahip özel 4.500 mAh pilini kullanıyor. Bu da akıllı telefonun pilinin daha uzun dayanmasına ve daha az aralıklarla şarj edilmesine imkan tanıyor. 

Sektördeki en hızlı çözümlerden biri olan Warp Charge 50 Wireless, OnePlus'ın şimdiye kadarki en hızlı kablosuz şarj teknolojisi. Warp Charge 50 Wireless, her iki pil hücresinin de 25W'da şarj olmasıyla çoğu kablolu hızlı şarj çözümlerini geride bırakıyor ve yalnızca 43 dakikada %1'den %100'e şarj edebiliyor. Yeni tasarımıyla kablosuz şarj cihazı, iki şarj bobini ile donatıldı. Böylece OnePlus 9 Pro hem kablolu hem de kablosuz olarak aynı hızda şarj edebilme yeteneğine sahip. 

OnePlus 9 Pro modelinin kutusundan çıkan güç adaptörü, dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve daha fazlası dahil olmak üzere OnePlus marka olmayan cihazları da USB PD veya PPS üzerinden 45W'a kadar turbo şarj etmek için kullanılabiliyor.

Tasarım

Şık bir görünüme sahip OnePlus 9 Serisi, markanın 'burdenless' yani engel tanımayan tasarım vizyonunu sürdürüyor. Arka kısımdaki kavisli tasarımı ve hafifliği, akıllı telefona konforlu bir tutuş hissi kazandırıyor. Önceki nesille karşılaştırıldığında, OnePlus 9 Serisi'nin kavisli ekranı, renk değişimlerini ve hatalı dokunuşları en aza indirmek için hassas bir şekilde optimize edildi. Tasarıma ek olarak OnePlus 9 Serisi'nin açma kapama tuşunun üzerinde akıllı telefonu sessiz moda alma seçeneğinin sunulması da dikkat çekici bir özellik olarak kullanıcılara sunuluyor.

OxygenOS 11

Kişiselleştirilmiş bir Android deneyimi sunmak için OnePlus topluluğu ile birlikte geliştirilen OxygenOS 11, OnePlus 9 Serisi'ne hız, akıcılık ve özelleştirme katıyor. Yeni Turbo Boost 3.0 bellek optimizasyonu, arka planda önceki sürüme göre %25'ten fazla uygulamayı açık tutmanıza olanak tanıyor. OnePlus, bunu RAM sıkıştırması ve sanal RAM sayesinde başarıyor. Bu özellik, telefon belleğini RAM'e dönüştürüyor, böylece telefonunuzla çalışmak için daha fazla fiziksel bellek sağlanmış oluyor. Profesyonel Oyun Modu, OnePlus 9 Serisi'nin işlemci gücünü ortaya çıkarıyor ve kullanıcıların en sevdiği mobil oyunlara tam anlamıyla kenetlenebilmeleri için uygulama bildirimlerini, çağrıları ve dikkat dağıtıcı diğer unsurları engelliyor. Geliştirilmiş, beş katmanlı bir oyun sınıfı soğutma sistemi olan OnePlus Cool Play, oyun esnasında ısınmanın dağıtılmasına da yardımcı oluyor.

OnePlus 9 Serisi Teknik Özellikleri

 

9 5G

9 Pro 5G

Ekran

6.55 inç AMOLED

6.7 inç AMOLED

Ekran Çözünürlüğü

1080 x 2400

1440 x 3216

İşlemci

Qualcomm® Snapdragon ™ 888

Qualcomm® Snapdragon ™ 888

Bellek

8 GB

12 GB

Dahili Depolama

128 GB

256 GB

Kamera

48 MP Ana Kamera

50 MP Ultra Geniş Açılı Kamera

2 MP Mono Kamera

48 MP Ana Kamera

50 MP Ultra Geniş Açılı Kamera

8 MP Telefoto Kamera

2 MP Mono Kamera

Ön Kamera

16 MP 

16 MP

Pil

4500 mAh, 65W hızlı şarj

4500 mAh, 65W hızlı şarj

İşletim Sistemi

Android 11 tabanlı Oxygen OS

Android 11 tabanlı Oxygen OS

Boy x En x Kalınlık

160 x 74.2 x 8.7 mm

163.2 x 73.6 x 8.7

Ağırlık

192g

197g

Renk

Siyah

Gümüş

Tavsiye Edilen Satış Fiyatı

KDV dahil 12.499 TL

KDV dahil 15.799 TL



Netflix'ten Squid Game açıklaması

Netflix'te yayınlanan Squid Game isimli Kore dizisi yankı uyandırmaya devam ediyor. Kısa zamanda ülkemizde de bir numaraya oturan Squid Game, Netflix eş CEO'su Ted Sarandos'un da dikkatini çekmiş.

Ted Sarandos yaptığı açıklamada, distopik Kore gerilim dizisi Squid Game için Netflix'in şimdiye kadarki en popüler dizisi olabileceğini söylerken, Squid Game'in şu anda Netflix'te dünyanın her yerinde 1 numarada olduğunu belirtiyor. "Squid Game, kesinlikle dünyadaki İngilizce dilinde olmayan en büyük şovumuz olacak" diyen Sarandos, bunu şimdiye kadarki en büyük Netflix dizisi olma yolunda büyük bir şans olarak görüyor.

Squid Game Konusu Nedir?

Hwang Dong-hyuk tarafından yazılan ve yönetilen bir Güney Kore yapımı hayatta kalma draması televizyon dizisi. Lee Jung-jae, Park Hae-soo ve Wi Ha-joon'un oynadığı 9 bölümlük dizi, 45,6 milyar Won (38,7 milyon ABD Doları) değerinde gizemli bir hayatta kalma oyununda hayatlarını riske atan bir grup insanın hikayesini anlatıyor. Dizi Netflix tarafından 17 Eylül 2021'de dünya çapında yayınlandı.



"Hayatta yaşadığım en garip olaydı"

Geçen yıl bu zamanlarda TikTok'un üreticisi ByteDance firması, Donald Trump yönetiminin uygulamayı yasaklamakla tehdit etmesinin ardından TikTok uygulamasının ABD'de ve başka yerlerde kullanımının devam etmesini sağlamak için bir çare arıyordu. Potansiyel bir kurtarıcı, uygulamayı ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'da satın almak için pazarlık yapan Microsoft'tu. Ancak daha yüksek bir teklif veren Oracle, TikTok'u kaptı. Code konferansında Microsoft CEO'su Satya Nadella TikTok ile yapılan pazarlıklar hakkında yeni ayrıntılar verdi ve bunun "üzerinde çalıştığı en garip şey" olduğunu söyledi.

Trump, Çinli şirket ByteDance'i gizlilik ve güvenlik endişelerini öne sürerek TikTok'u ABD'li bir firmaya satmaya zorladı. Microsoft, potansiyel bir alıcı olarak devreye girdi, ancak ByteDance sonunda Oracle ile anlaştı. Ancak bu satış Şubat 2021'de Başkan Joe Biden yönetimi tarafından rafa kaldırıldı.  

TikTok teklifi Microsoft'a ulaştığında aslında çok karlı bir yatırım olarak görüldü. Sürekli büyüyen bir ağın potansiyelini fark eden Microsoft da bu konu üzerine ciddi şekilde eğildi. Bunda da haksız değillerdi zira TikTok geçtiğimiz günlerde bir milyar kullanıcı seviyesine ulaştı. Bunu, dört yıldan az bir zamanda başarmış olması, göz kamaştırıcı. Aynı rakamın Instagram için sekiz yıl olduğunu hatırlatalım.



Google'ın reklam engelleyici planı

Web sitelerindeki reklamlardan sıkılanların uğrak noktası olan reklam engelleyici uygulamalar, zamanla kırılabiliyor ve önceden engellenen reklamlar yine karşınıza çıkmaya başlayabiliyor. Bunu daha önce pek çok defa gördük, muhtemelen siz de karşılaşmışsınızdır. Google'ın gelecek Chrome güncellemesi ile bunun bir tekrarını daha yaşayabiliriz.

Google, yakında Chrome uzantılarını Manifest V3'e geçirmeye hazırlanıyor. Bu yılın başlarında Chrome 88 uzantı ekosistemi için yeni bir manifest sürümü beta versiyonuyla kullanıma sunulmuştu. Artık kararlı sürüme de geçiş başladı ve Ocak 2022 tarihi itibariyle Manifest V2 uzantıları artık Chrome Web Mağazası tarafından kabul edilmeyecek. Yani kullanılan uygulamaların ve Chrome eklentilerinin de güncellenmesi gerekecek. Peki, bu ne anlama geliyor?

Google'ın iddiasına göre Manifest V3'ün hazırlanması gerekliydi. Bu değişiklikle web tarayıcı kullanımının daha güvenli ve daha performanslı olacağını söyleyen Google, gizlilik ve hassas verilerin korunması için güvenlik sorunlarının çoğunu bu yeni güncellemeyle giderdiğini iddia ediyor. Kimilerine göre ise Google, bu değişikliği art niyetli olarak yapıyor. Zira Manifest V3'e geçiş ile birlikte, WebRequestAPI'nin uBlock Origin ve Ghostery gibi reklam engelleme uzantılarının çalışmak için güvendiği belirli özellikleri kullanımdan kaldırılıyor.

Fakat öte yandan Chrome Uzantılarının geliştiricilerinden Simeon Vincentde Google'ı savunarak, "Aslında bu değişiklik, geliştiricilere daha güvenli ve daha performanslı reklam engelleyiciler oluşturmanın bir yolunu vermeyi amaçlıyor" diyor.

İki taraftan da sesler yükselirken, anlaşılan o ki şu an kimse bu durumdan net olarak memnun değil. Bakalım Google, Manifest V3 ile neleri değiştirecek...



İklim krizinin farkında değiller

Epson, Kasım ayında İngiltere'de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 26) başlamadan önce Epson, İklim Gerçekliği Barometresi'nin sonuçlarını duyurdu. Epson'un araştırması, iklim gerçekliği ile insanların iklimin yıkıcı etkilerine ilişkin anlayışı arasında bir boşluk olduğunu keşfetti. Anket, 5 ana Avrupa pazarı da dahil olmak üzere 15 ülke ve bölgede 15.264 tüketicinin iklim değişikliğiyle ilgili küresel deneyimlerini ve algılarını ele aldı.

Epson İklim Gerçekliği Barometresi'nin amacı, COP 26'daki tartışmaları çerçevelemeye yardımcı olmak için, iklim değişikliğinin etkileri konusunda daha fazla kamuoyu bilinci oluşturmak, dönüştürücü iş kararlarını etkilemek ve politika yapıcıları daha iyi bilgilendirmekti.

Gerçeklik eksikliği var

Barometreye Avustralya, Brezilya, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, İtalya, Japonya, Singapur, Güney Kore, İspanya, Tayvan, İngiltere ve ABD'den bireyler katıldı. Katılımcılara insanlığın yaşamları boyunca bir iklim krizini önleme yeteneği hakkındaki görüşleri sorulduğunda, yanıt verenlerin yarısına yakını (yüzde 46) 'çok' veya 'biraz' iyimser olduklarını belirtti. Bu, yüzde 27'yi oluşturan çok veya biraz karamsar olduklarını ifade eden katılımcılardan önemli ölçüde daha ağır basıyor.

İklim değişikliği inkarcıları

Küresel olarak, bu iyimserliği destekleyen en popüler nedenler, iklim değişikliği konusunda artan kamuoyu bilinci (%32), bilim ve teknolojinin çözüm sağlama yeteneği (%28) ve insanların yenilenebilir enerjilere yönelmesi (%19) oldu. Küresel olarak, yanıt verenlerin %5'i bir iklim acil durumu olduğuna inanmıyor ve ABD (%11), Almanya (%7) ve Birleşik Krallık (%6) iklim değişimi inkarcıları listesinin başında geliyor.

Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) bazı insan kaynaklı iklim değişikliği etkilerinin tersine dönmesinin bin yıl alacağını bildirdiği gibi şimdiye kadar en yüksek Temmuz sıcaklığının kaydedilmesi, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya'daki orman yangınları ve Çin, Kolombiya ve Almanya'daki sel felaketleri de dahil olmak üzere bir dizi küresel olay göz önüne alındığında, Epson'un İklim Gerçekliği Barometresi'nin bulguları, kanıtlara karşı iyimserliğin zaferi ve insanlara zarar verecek bir İklim Gerçekliği Eksikliği olduğunu gösteriyor

Epson Avrupa Sürdürülebilirlik Direktörü Henning Ohlsson şunları söylüyor: "İklim acil durumu gözlerimizin önünde ortaya çıktıkça, pek çok insanın bu acil durumun varlığını kabul etmemesi, hatta aktif olarak inkar etmesi gerçekten endişe verici. Bu, COP 26'nın iklim değişikliğini azaltmak için gereken kararları vermesi ve eylemlere ilham vermesi amacıyla hükümetler, işletmeler ve bireyler için birlikte çalışması için bir uyandırma çağrısıdır.

Epson ne yapıyor

Şirketler, sürdürülebilirliği destekleyen yeniliklerle diğer işletmeleri ve tüketicileri güçlendirebiliyor. Epson da yüksek enerji verimliliğine sahip 'Isısız' baskı teknolojisinin kullanımı yoluyla müşteri etkisini azaltmaya yönelik girişimler ve doğal olarak türetilmiş (plastik olmayan) malzemeler gibi çevresel teknolojilerle ilgili Ar-Ge yapıyor. Epson ayrıca %100 yenilenebilir enerjiye geçiş yaparak, ürün yenileme ve yeniden kullanımı teşvik ediyor.



En uzun kablo rekoru kırılıyor!

Facebook, denizaltı web kablosu 2Africa'ya bir ekleme yapacağını ve bu ek ile birlikte kablonun Dünya'nın en uzun denizaltı kablosu olacağını duyurdu. Mayıs 2020'de duyurulan 2Africa kablosu, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa'daki 23 ülkeyi birbirine bağlıyor ve okyanus tabanında 37.000 km mesafe kat ediyor. Kabloyu Hindistan ve Pakistan'a kadar uzatacak olan 2Africa Pearls segmentinin eklenmesiyle, kablonun toplam uzunluğunun 45.000 kilometreye ulaşması bekleniyor.

Bir dizi küresel telekom şirketiyle ortaklaşa geliştirilen 2Africa projesi, Facebook'un "açık ve kapsayıcı bir internet ekosistemi" inşa etme ve "insanları çevrimiçi ortamda daha hızlı bir internete taşıma" yönündeki daha geniş amacının bir parçası. Şu anda Afrikalıların yalnızca dörtte biri internete bağlı. Yeni denizaltı ağı kablosu çok ihtiyaç duyulan kapasite, yedeklilik ve güvenilirliği sağlayacak. Orijinal haliyle, kablo 1,2 milyar kişiye hizmet verecek şekilde ayarlandı, ancak ek segment ile bu kapasite üç milyara çıkacak gibi görünüyor.



"PS5'e gelecek daha çok şey var"

Sony, gelecekteki yazılım güncellemeleriyle PlayStation 5'e getirmek istediği birçok "ilginç ve heyecan verici harika fikirler" olduğunu söyledi. Bu sözler, Resmi PlayStation Blog'a bir röportaj veren Sony Interactive Entertainment'taki Platform Deneyimi Kıdemli Başkan Yardımcısı Hideaki Nishino'dan geliyor.

Sony, bu ay PlayStation 5'in 2'inci büyük yazılım güncellemesini kullanıma sundu ve bununla birlikte dahili depolama yükseltmeleri ve yerleşik TV hoparlörleri için 3D ses desteği gibi merakla beklenen bazı özellikleri tanıttı. Ancak yenilikler bununla bitmiş değil.

Hideaki Nishino, PlayStation 5'in piyasaya sürülmesinden bu yana kullanıcılardan çokça geri bildirim aldıklarını ve bunları değerlendirdiklerini söylerken, geri bildirimlerle ilgili tonlarca listemiz var diyor. "PlayStation 5 lansmanından önce yapmak istediğimiz şeylerin uzun bir listesi vardı ve şimdi bile hala listede ilginç, heyecan verici harika fikirler var" diyen Nishino, "Bu listelerin üzerinde çalışıyor ve gelecekte daha fazla şeyi ortaya çıkarmayı hedefliyoruz" diyerek, oyuncuların PlayStation 5'ten daha fazla heyecan duyacaklarının altını çiziyor.

Peki, ne geliyor?

Yakın zamanda PlayStation 5'ten beklenenler arasında başı VR desteği çekiyor. Daha önce gelecekteki bir sistem yazılımı güncellemesinden sonra geleceği iddia edilen VR desteği ile ilgili henüz net bir tarih yok, ancak bu oyuncuların oldukça heyecanla bekledikleri bir özellik. Öte yandan arayüzde de halen değişikliklerin olduğu biliniyor. Yakın zamanda yayınlanan bir güncelleme ile birlikte arayüze birtakım yeni fikirler eklenmişti. Bunların devamını da önümüzdeki günlerde görebiliriz.



MacBook Pro'lara yeni ekran

Apple'ın 2021'in sonlarına doğru 14 inç MacBook Pro ve 16 inç MacBook Pro'nun güncellenmiş sürümlerini piyasaya sürmesi bekleniyor, resmi duyurular yapılana kadar şimdilik sızıntılarla yetinmek zorunda kalacağız gibi görünüyor. macOS Monterey'in en son beta sürümünde tespit edilen çözünürlükler, yeni donanımların yolda olduğuna dair bir sızıntı olarak değerlendirildi.  

MacRumors'un haberine göre, sisteme "3456 x 2234 Retina" ve "3024 x 1964 Retina" şeklinde iki yeni çözünürlük seçeneği geliyor. Bu çözünürlükler şimdiye kadar üretilen Apple cihazları ile uyumlu değil. Bu da, yakında yeni ekran donanımlarının geleceğine işaret ediyor olabilir.

Şu anda, mevcut 16 inç MacBook Pro, 3072 x 1920 piksel doğal ekran çözünürlüğüne sahipken, daha küçük 13 inç MacBook Pro (çok yakında 14 inçlik bir sürümle değiştirilmesi bekleniyor) 2560 x 1600 piksel doğal çözünürlüğe sahip. Eğer bu yeni seçenekler bu bilgisayarların yeni sürümünde kullanılmak üzere getirildiyse, daha yüksek piksel yoğunluğuna sahip ekranlar yolda demektir.

Bunun için çok da fazla beklemeyeceğiz. Ekim ayı sonuna doğru Apple'ın yeni laptoplarını açıklaması bekleniyor. Dedikodulara göre bu yeni laptop'larda mini-LED ekranlar kullanılacak. Çözünürlüğün artmasının bir nedeni de bu olabilir. Ancak bu bilgilerin doğrulanmadığını, gerçeğin ancak lansman zamanı ortaya çıkacağını da söylemeden geçmeyelim.



29 Eylül 2021 Çarşamba

Tüm Dünya Türkçe konuşuyor

Dünyanın dört bir yanından insanlarla kendi dilinizde sohbet edebileceğiniz, farklı kültürlerle tanışabileceğiniz bir sosyalleşme uygulaması olan Ablo, canlı çeviri özelliği sayesinde dil bariyerini ortadan kaldırıyor. Herhangi bir yabancı dili olmayan kullanıcılar, Ablo üzerinde ana dillerini kullanarak ister yazılı ister video sohbete katılıp, dünyanın her yerinden gençlerle arkadaş olabiliyor. 

2019'da Google Play'de en iyi uygulama seçilen ve 233'ten fazla ülkede, 30 milyondan fazla kullanıcısı bulunan Ablo, karşındakinin dilini Türkçe'ye çevirmenin yanında, Türkçe iletişimi, sorulan soruları da karşıdaki kullanıcının diline çeviriyor. Örneğin Ablo'da kullanıcılar farklı ülkelerden insanlarla en sevdikleri Kore dizisi hakkında konuşabiliyor, Brezilya'daki yeni dans akımının bir parçası olabiliyor, ülkelerindeki iklim değişikliğine karşı alınan önlemleri karşılıklı tartışabiliyor ve başka şehirleri, orada yaşayan birisi rehberliğinde gezebiliyor. Tüm kullanıcıların başlatabildiği Canlı Rehber Yayını ile diğer kullanıcılar bilmedikleri dünya sokaklarını canlı yayında, kendi dillerine anında çeviri ile beraber dolaşabiliyor. Ablo'da kullanıcılar, koltuklarından kalkmadan Roma'yı İtalyan bir rehber ile kendi dillerinde gezebiliyor. 

Ablo CEO'su Joost Roelandts: "Günümüzde insanlar dünyayı keşfetmeyi çok istiyorlar. Başka ülkelerin kültürlerini, o şehirlerde nasıl yaşandığını, nelerin konuşulduğunu öğrenmenin en güzel yolu orada yaşayanlarla sohbet etmek. Dünyanın her yerinden insanlarla sohbet etmeyi çok seviyoruz. Doğrudan sohbetin yanında, Canlı Rehber Yayını özelliği ile kültür değişimini tüm dünyadaki kullanıcılarımıza Ablo aracılığı ile sunuyoruz. Binlerce yıldır pek çok medeniyetin beşiği haline gelmiş Türkiye coğrafyasındaki kültürünün derinliğini, misafirperverliğini, Türkiye'deki kullanıcıların dünyaya aktaracağına eminim."

KENDİ KÜLTÜRÜNÜ DÜNYAYA TANIT

Kendi ülkesini ve kültürünü dünyaya tanıtmak isteyen veya başka bir ülke ya da kültürle ilgili merak ettiği sorulara yanıt arayan gençler, uygulama üzerinde "Canlı Rehber" olarak yayın yapabiliyor, konuk olarak soru sorabiliyor ya da yalnızca seyircilerin arasına katılıp yayını izleyebiliyor. 

Ablo Hakkında:

Ablo, kullanıcıların tüm dünya ile kendi dillerinde iletişim kurmasını sağlayan video sohbet uygulamasıdır. Canlı çeviri sayesinde Ablo üzerinde kullanıcılar karşılıklı olarak kendi dillerinde sohbet edebilir.

Ablo https://Ablo.live adlı adresten indirilebilir. 



Hava kirliliğinin en acı etkisi

Yeni ve büyük bir küresel araştırmaya göre, hava kirliliği yalnızca 2019 yılında dünya çapında yaklaşık altı milyon erken doğuma ve neredeyse üç milyon düşük kilolu bebeğin doğmasına neden oldu.

Artan kanıtlar, hamilelik sırasında kurum ve kül gibi havadaki küçük kirletici partiküller olan PM2.5'e maruz kalmanın, bebeklerin çok küçük veya çok erken doğma riskinin artmasıyla sıkı bir bağlantısı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, erken doğum komplikasyonlarının dünya çapında 5 yaşın altındaki çocuklar arasında önde gelen ölüm nedeni olduğu ve birçok hastalık riskini önemli ölçüde artırdığı biliniyor. Risk, özellikle 32. hafta veya öncesinde (2 ay erken) doğan bebeklerin yaklaşık yarısının öldüğü düşük gelirli ortamlarda yüksek.

PLOS Medicine dergisinde bildirildiği üzere, UC San Francisco ve Washington Üniversitesi'ndeki bilim insanları, hava kirliliğinin 2019'da doğum ve çocuk ölümlerini nasıl etkilediğine dair küresel bir anlık görüntü elde etmeye çalıştılar. Doğumdaki gebelik yaşı, doğum ağırlığındaki azalma, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum dahil olmak üzere, dünya genelinde gebeliğin birkaç temel göstergeyi içeren mevcut çok miktarda veriyi kullanarak bir meta-analiz gerçekleştirdiler.

Gelişmekte olan ülkelerde çok fazla etki görüldü. Bulgular, Güneydoğu Asya ve Sahra altı Afrika'da hava kirliliği en aza indirilirse, küresel erken doğum ve düşük doğum ağırlığı insidansının neredeyse yüzde 78 azaltılabileceğini gösteriyor. Ancak dünyanın gelişmiş bölgelerinde de etkisi hissediliyor. Araştırmacılar, 2019'da ABD'de dış hava kirliliği ile bağlantılı olabilecek yaklaşık 12.000 erken doğum olduğunu tahmin ediyor.

Doğum üzerindeki zararlı etkilerin üçte ikiye kadar çıkan bir kısmı, gelişmekte olan ülkelerde çoğunlukla ev içinde yanan kömür, gübre ve odundan kaynaklanan kapalı hava kirliliği ile bağlantılıydı. Geri kalan üçte biri ise motorlu taşıtlardan, fosil yakıtların yakılmasından ve endüstriden kaynaklanan yanma süreçlerinden kaynaklanan dış ortam kirliliği ile ilgili.

Bu yeni raporu hazırlayan araştırmacılar, Küresel Hava Durumu raporunda da görev alıyor. Bu yıllık rapor, 2020 yılında hava kirliliğinin hamilelik ve doğumu nasıl etkilediğini yakından inceledi ve hava kirliliğinin 2019'da 476.000 bebeğin ölümüne katkıda bulunduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları, hava kirliliğinin neden erken doğumlarla yakından ilişkili göründüğünü kesin olarak açıklamadılar. Genel olarak konuşursak, hava kirliliğinin kanda toksik kimyasallara yol açabileceği ve fetüsü çevreleyen plasentayı zayıflatabilecek ve erken doğuma yol açabilecek bağışıklık sistemini strese sokabileceği bilinmekte. Çalışmalar ayrıca kurum parçacıklarının plasentanın fetal kısmına girebileceğini ve bunun da muhtemelen enflamatuar tepkilere neden olabileceğini ve DNA ile reaksiyona girebileceğini gösteriyor.

Nedeni ne olursa olsun, araştırmacılar çözümün çok açık olduğunu savunuyorlar. UCSF Küresel Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nden araştırmanın başyazarı ve halk sağlığı uzmanı Dr Rakesh Ghosh, yaptığı açıklamada "Hava kirliliğine atfedilebilen yük çok büyük, ancak yeterli çabayla büyük ölçüde hafifletilebilir" diyor.

Ghosh sözlerini şöyle tamamlıyor: "Bu yeni, küresel ve daha titizlikle oluşturulmuş kanıtlarla, hava kirliliği artık sadece kronik yetişkin hastalıklarının değil, bebek morbidite ve mortalitesinin ana itici gücü olarak görülmelidir."



Windows 11'i "atlatan" araç

Microsoft, bir sürpriz yaparak Windows 11'i bir anda karşımıza çıkardı çıkarmasına ancak bir dizi güvenlik gereksinimini de şart koştu. Elbette günün sonunda herkesin dileği güvenli bir işletim sistemi kullanmak ancak TPM 2.0 şartı, pek çok kişi için yeni bir sistemi de beraberinde getiriyor.

Windows 11'i yüklemek için bir dizi gereksinime ihtiyacımız var, bunların başında ise TPM geliyor. TPM, yani Trusted Platform Module (Güvenilir Platform Modülü) güvenlik özellikleri sağlamak için tasarlanmış bir teknoloji ve anakartlarda bulunan bir güvenlik donanımı. Windows 11'i bilgisayarınıza yüklemek için işlemcinizin, açıklanan AMD ya da Intel destek listesi içinde yer alması gerekiyor. Peki, şartları yerine getiremiyorsanız Windows 11'i yükleyemeyecek misiniz? Aslında yükleyebilirsiniz.

Bir GitHub geliştiricisi, TPM ve Windows 11 sistem gereksinimleri denetimlerini atlayan yeni bir Windows 11 yükleme komut dosyası oluşturmuş. Tamamen ücretsiz olarak bulunabilen bu uygulama ile TPM şartı olmaksızın Windows 11'i yükleyebiliyorsunuz.

Komut dosyası çalıştırıldığında, kayıt defterinde "HKEY_LOCAL_MACHINE\SYSTEM\Setup\MoSetup" altında " AllowUpgradesWithUnsupportedTPMOrCPU " değerini oluşturuyor ve bunu 1 veya true olarak ayarlıyor. Ayrıca ' appraiserres.dll ' dosyasını da siliyor. Bunun sonucunda Windows 11'i yükleyebiliyorsunuz, ancak bunun resmi olmayan 3'üncü parti bir yazılım olduğunu da unutmamak gerekiyor.



Microsoft Store dolup taşıyor!

Windows 11'deki Microsoft Store, son zamanlarda geliştirici ve uygulama desteği alma konusunda büyük adımlar atıyor. Bunun başlıca nedeni, mağazanın artık bunları geliştirmek için kullanılan çerçeve veya teknolojiden bağımsız olarak tüm uygulamalara açık olması. Bu durum, temel olarak, geliştiricilerin Win32, .NET, UWP, Xamarin, Electron, React Native, Java ve Progressive Web Uygulamalarını doğrudan mağazada yayınlayabilecekleri ve güncelleme mekanizmasından sorumlu olacakları anlamına geliyor. Yakın zamanda PowerToys, Microsoft Edge, Visual Studio ve Visual Studio Code'un dijital mağazaya çıktığını gördük.

Microsoft şimdi, yüzlerce geliştiricinin masaüstü uygulamalarını da Microsoft Store'a getirmek konusunda üçüncü taraflardan destek sağlayan bir blog yazısı yayınladı. Buradaki üçüncü taraflar arasında Discord, TeamViewer, LibreOffice, Zoom, VLC, Wikipedia, Reddit ve daha fazlası bulunuyor.

Şimdiyse şirket, üçüncü taraf uygulama mağazalarına Microsoft Store'da da yer verilmesine izin vermek için ilkelerinde büyük bir değişiklik yapıyor. Bu, Windows'ta Android uygulama desteğinin Amazon Appstore aracılığıyla geldiğini zaten bildiğimiz için oldukça mantıklı. Microsoft, Epic Games Store'un önümüzdeki aylarda Microsoft Store'a da geleceğini belirtti. Amazon Appstore, Windows 11'in 5 Ekim'de kademeli olarak genel kullanıma sunulmasından önce kullanılamayacak olsa da şirket, "yakında" önizlemede kullanıma sunulacağını belirtti.

Son olarak, Opera ve Yandex internet tarayıcıları, Microsoft Store üzerinden kullanılabilen iki yeni tarayıcı olarak duyuruldu. Microsoft'un mağazasını her türlü uygulamaya açık hale getirme taahhüdü, muhtemelen daha fazla geliştiriciyi uygulamalarını mağazaya taşımaya teşvik edecektir. Bir geliştirici Microsoft tarafından sunulan standart sistem yerine bir üçüncü taraf ticaret sistemi kullanmayı seçerse, herhangi bir yaptırıma da uğramayacak.



Robotlar bu yıl Tuzla'da buluşacak

Son yıllarda hızla dijitalleşen üretim hatlarına bir de pandeminin yeni normali eklenince, fabrikalar robotik çözümleri daha fazla devreye almaya başladı. Robotlu üretim, uzaktan kontrol ve fabrikaların dijital ikizleri hiç olmadığı kadar gündemde. 2020'de 49,94 milyar ABD Doları seviyesine ulaşan küresel robotik pazarının, 2026'ye kadar yıllık %4,91'lik bileşik oranla büyümesi bekleniyor. Sanayi sektörünün önünü açan robotik çözümler, 5-7 Ekim 2021 tarihlerinde düzenlenecek 6. Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi'nde ele alınacak.

"Robot yatırımı yapmayın, Robot Yatırımları Zirvesi'ni Bekleyin"

Robot yatırımlarının son yıllarda Türkiye'de de artışa geçtiği görülürken, "dijital yakalılar" olarak adlandırılan robotik uygulamalar hakkında bilgi edinmek isteyenler, bu yıl 6. kez gerçekleştirilecek Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi'nde buluşacak. "Robot yatırımı yapmayın, Robot Yatırımları Zirvesi'ni bekleyin" sloganıyla yola çıkan etkinliğin adresi, Viaport Marina Expo Center olacak. İstanbul, Tuzla'daki etkinlik, 10:30 - 18:30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. 

4 zirve bir arada gerçekleştirilecek

6. Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi kapsamındaki panellerde, farklı sektörlerden robotik uygulama örnekleri konuşulacak, bu alanda dünyada ve Türkiye'de yapılan yatırımlara dair bilgiler paylaşılacak. 100'den fazla katılımcı şirketin stantlarında çok sayıda robot çalışmalarından örnekler sergilenecek. 6. Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi ile eşzamanlı olarak Endüstri 4.0 Uygulamaları Zirvesi ve Sergisi, Enerjisini Üreten Fabrikalar Zirvesi ve Sergisi ve Proses Zirvesi ve Sergisi de düzenlenecek. Böylece ziyaretçiler, üretim süreçlerinde maliyetleri düşüren ve verimliliği artıran tüm çözümleri bir arada görebilecek. Ücretsiz etkinliğe katılmak için, RobotYatirimlari.com adresinden kayıt olmak yeterli.



Chrome'a Windows 11 makyajı

Google Chrome, kullanıcı arayüzü değişiklikleri ile düzenli olarak güncellenen bir tarayıcı. Ve şimdi bu tasarım değişikliklerine bir yenisi daha eklenecek gibi görünüyor. Tarayıcının mevcut tasarım dili, arayüz öğeleri için keskin kenarlar ve köşelere sahip. Ama Windows 11 için bir yenilik gelmek üzere. Menülerdeki yuvarlatılmış köşelerin, Windows 11'in tasarım diliyle uyumlu hale getirilmesi için çalışmalar yapıldığı ortaya çıktı.

Reddit kullanıcısı Leopeva64-2 tarafından fark edildiği üzere, Windows 11'de Chrome için köşeleri yuvarlatılmış menüleri etkinleştirmeyi sağlayan bazı yapılandırma değişikliklerinin getirildiğini görülüyor. Koddaki ipuçlarına göre, menü yeniden tasarımı tüm Windows sürümlerinde kullanılabilecek. Söz konusu kodun bir parçasını yukarıda görebilirsiniz.

Chrome'un kararlı sürümünün köşeleri yuvarlatılmış menülere ne zaman geçeceği henüz belli değil. Microsoft Edge ise, yuvarlak köşelere zaten sahip.



TOUGHBOOK 55 yenilendi

Panasonic TOUGHBOOK 55 dizüstü bilgisayarının her zamankinden daha çok yönlü bir kullanım sunan ve geliştirilmiş performans, bağlantı ve güvenlik özelliklerine sahip yeni versiyonunu tanıttı. TOUGHBOOK 55, 2019'da piyasaya sürüldüğünde kullanıcıların sahadayken cihazlarını ilk kez farklı görevler için özelleştirmesini sağlayarak mobil bilişim alanında yeni bir standart haline geldi. İlgi çeken modüler yaklaşımını koruyan yeni TOUGHBOOK 55, saha hizmetleri, otomotiv, acil durum ve güvenlik hizmetleri sektöründeki kullanıcılar için ideal olan en yeni teknolojilerle güncelleniyor.

Hareket halinde en gelişmiş ve güvenilir bağlantı için ikinci nesil dayanıklı katlanır dizüstü bilgisayarın eSim'e ek olarak 4G seçeneği bulunuyor. Cihazın uzun süre kullanılabilmesi için iletişim alanında yapılan diğer iyileştirmeler arasında en yeni WiFi (Intel® Wireless 6 AX201) ve Bluetooth 5.1 bağlantıya ek olarak ThunderboltTM 4 desteği bulunuyor.

CAD gibi kaynak gerektiren uygulamaların kullanımı için Intel vPro® teknolojisine sahip 11. nesil Intel® CoreTM i5-1145G7 işlemciyle performans yüzde 19 artıyor. Depolama da kendisini gerçek zamanlı şifreleyebilen, işleme kapasitesini artıran ve acil hizmetler, güvenlik güçleri ve savunma gibi hassas bilgilerin yer aldığı sektörler için gelişmiş veri koruması sunan NVMe OPAL SSD ile iyileştiriliyor. Cihazın daha da güvenli olması için Microsoft Secured-core PC teknolojisi de bulunuyor.

Çok yönlü modüler yaklaşım

TOUGHBOOK 55, Intel® Iris® Xe Graphics desteğiyle grafik imkanlarını artırabiliyor[1]. Kullanıcılar, cihazı hareket halindeyken sektörlerine veya değişen iş gereksinimlerine uyacak şekilde yapılandırabiliyor. TOUGHBOOK Universal Bay'e basit bir anahtarla akıllı kart okuyucu, ilave depolama veya DVD ya da Blu-Ray sürücüsü eklenip yerleştirilebiliyor. Ek olarak parmak izi, HF-RFID veya normal akıllı kart okuyucuyu hızlı bir şekilde entegre etmek veya ikinci bir pil eklemek için de ön genişletme alanı kullanılabiliyor. Sürdürülebilirlik ve maliyet verimliliği için birinci nesil TOUGHBOOK 55 ile kullanılan tüm çevre birimleri bu yeni cihazla uyumlu kalıyor.

Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Kıdemli Ürün Pazarlama Müdürü Dirk Weigelt, konuyla ilgili şunları söylüyor: "Oyunun kurallarını değiştiren TOUGHBOOK 55 dizüstü bilgisayar, mobil bilişimi esneklik, verimlilik ve sürdürülebilirlik alanlarında yeni seviyelere taşıyor ve yeni nesil cihaz, bu bilinirliği daha da artırıyor. Kullanıcılar hareket halindeyken cihazlarını o anki iş rolünün ihtiyaçlarına göre özelleştirebiliyor. Şirketler de yaptıkları işin ve çalışanların değişen ihtiyaçlarına uyum sağlayacak esnekliğine sahip olduğunu bilerek cihaza uzun vadeli yatırım yapabiliyor."

Hafif (2,08 kg) ve ince (32,8 mm) olan TOUGHBOOK 55, premium tasarımlı kulbuyla her yere taşınabiliyor. Toza ve suya karşı gelişmiş IP53 derecesine sahip ve 91 cm'ye kadar mesafelerden düşmeye dayanabiliyor.* -29°C ve +60°C arasındaki sıcaklıklarda da rahatlıkla çalışabiliyor.*

19 saate varan batarya ömrü ve cihazı kapatmadan ikinci bataryayla değiştirme özelliği sayesinde 38 saate kadar uzatma seçeneğiyle TOUGHBOOK 55, koşullara uyum sağlayabildiği kadar uzun süre de çalışabiliyor.

Yeni TOUGHBOOK 55 dizüstü bilgisayar HD, Full-HD ve dokunmatik ekranlı Full HD olmak üzere üç seçenekte geliyor. Eylül 2021'de satışa çıkan tüm cihazlar 3 yıllık garantiyle geliyor. Fiyat bilgisi için en yakın yetkili satıcıyla iletişime geçilebilir. Daha fazla bilgi, www.toughbook.eu sayfasında yer alıyor.

[1] İki RAM modülü gereklidir.

* MIL-STD-810H'yi uygulayan üçüncü parti bağımsız bir laboratuvar tarafından test edilmiştir.



Android, "başını kaldır" diyecek

Google'ın Digital Wellbeing girişimi 3 yıldan beri var ve şirket, bu girimini geliştirmeyi sürdürüyor. Dijital Denge ile günlük akıllı telefon kullanımınızı düzenlemenizi sağlayan şirket, günlük uygulama zamanlayıcıları ile uygulama kullanımınıza sınır koymanıza olanak tanıyor ve buna ilişkin daha pek çok bilgiyi kullanıcılara aktarıyor. Şimdi şirketin yeni bir özelliği daha devreye girecek.

Yeni özelliğin adı Heads Up. Google'ın Heads Up isimli yeni özelliği, yürürken telefon ekranına dalıp gidenler için yeni bir uyarı sistemi. Pek çoğumuz yürürken mesajlara cevap veriyoruz ya da kısa videoları izlemekten keyif alıyoruz, ancak bu sırada önümüzdeki bir engele çarpma ya da merdivenden düşme gibi riskleri de almış oluyoruz. Google'ın Heads Up servisi, bunu engellemek için hazırlanmış.

Stay alert with Heads Up on AndroidStay alert with Heads Up on AndroidAndroid helps you focus on your surroundings. With Heads Up, you’ll get a notification that reminds you to stay alert and look up from your phone while you’re walking. Now available globally on all Android devices with Digital Wellbeing settings. Learn more: Also, check out more Android Digital Wellbeing features: LINK Discover more about Android by following us on: Instagram: Twitter: Facebook:

Hemen yukarıdaki videoda da görebileceğiniz gibi telefon elde yürürken, bir engele yaklaştığınızda ya da farkında olmadan caddede karşıdan karşıya geçmek üzere olduğunuzda bu hizmet size anlık bildirim veriyor ve başınızı ekrandan kaldırmanız gerektiğini söylüyor. Oldukça faydalı bir özellik olan Heads Up, tüm Andrid akıllı telefonlara gelecek. Google Pixel serisi akıllı telefonlarda halihazırda mevcut olan uygulamanın şimdi yavaş yavaş diğer cihazlara dağıtımına da başlanıyor.




Kripto paraları çalan eklenti

"Safepal Wallet" adlı kötü niyetli bir Firefox eklentisi, kripto para cüzdanlarını boşaltarak kullanıcıları dolandırıyor. Eklenti kimse tarafından fark edilmeden tam yedi ay boyunca resmi Mozilla eklentileri web sitesinde kendisini listeletmeyi başarmış gibi görünüyor.

SafePal aslında, Bitcoin, Ethereum ve Litecoin dahil 10.000'den fazla varlık türünü tutmak için tasarlanmış resmi bir donanım kripto para cüzdanı. Bununla birlikte, bu cüzdan için hem Apple AppStore hem de Google Play Store için resmi akıllı telefon uygulamaları mevcut olsa da, herhangi bir web tarayıcı uzantısı bulunmuyor.

Bir Firefox kullanıcısı olan Cali, "Bu uzantıyı yükledikten ve kimlik bilgilerimle giriş yaptıktan sonra çalışmadığını gördüm" diyor. Cali yaklaşık 8 saat sonra hesabını tekrar kontrol ettiğinde, yaklaşık 4000 dolar değerindeki kripto paralarının başka bir cüzdana aktarıldığını görmüş.

Cali'nin olayla ilgili yaptığı açıklamadan sonraki beş gün içinde, bir Mozilla sözcüsü, sahte eklentinin Firefox listesinden çıkarıldığını ve olayı araştırdıklarını açıkladı. Ancak, kötü amaçlı tarayıcı eklentisi kaldırılmış olsa da, BleepingComputer'ın haberine göre, hacker'lar tarafından kurulan kimlik avı web sitesi hala aktif ve eklentiyi buradan yaymaya çalışmaya devam ediyor. Web sitesi, SafePal cüzdanını eşleştirmek için kullanıcılardan gizli on iki kelimelik yedekleme cümlesini istiyor. Bu bilgi alınır alınmaz da sahte uzantının ardındaki hacker veya hacker ekibine gönderiliyor.



Brand Week İstanbul başlıyor!

Değişen yaşam alanları ve evrilen iletişim davranışları ve bunların ağırlık merkezindeki son hız dijitalleşme hayatın tanımını da radikal şekilde sarstı. Brand Week Istanbul, kalıplaşmış alışkanlıklarının altüst olmasıyla yeniden belirlenen insan tanımını keşfe çıkıyor. 21. yüzyılda insan olmak temasıyla çağın yeni paradigmalarını mercek altına alıyor. Bu paradigmalar, yarının değerlerini, davranış kalıplarını, yaşam tarzlarını, ilişki biçimlerini ve ürünlerini şekillendirecek.  

Orta sınıfların gerilemesinden kadın sorunlarına ve Türkiye gündemine, cinsiyet eşitsizliğinden toplum sağlığı ve değerler krizine kadar yaratıcı endüstrilerin, iletişim dünyasının ve teknolojiye öncülük edenlerin odağındaki meseleler ele alınacak. Bugünün girişimcileri, ekonomiye yön verenler, zihni sinir tasarımcılar ve yaratıcı dünyanın tüm bileşenleri Brand Week Istanbul'daki bu çok katmanlı içgörülerle yarının dünyasına adım atacak.

Bu yıl da sanat, medya, spor, teknoloji ve kültür alanlarında ilham veren isimler hem dijital mecralarda hem de yüz yüze Brand Week Istanbul'daki yerini alacak. Wikipedia'nın kurucu ortağı Jimmy Wales bilgiye erişimi, yazar Zülfü Livaneli insanı anlamayı ve insan kalabilmeyi, MasterCard CMO'su Raja Rajamannar pazarlama iletişiminin geleceğini, akademisyen ve yazar Andre Aciman ise yeni çağda zaman algısını anlatacak.

Zorlu PSM'de fiziksel katılımcılarıyla, dijitalde ise tüm dünyayla buluşacak Brand Week Istanbul'a dair detayları brandweekistanbul.com'da bulabilirsiniz.



Kanatlı mikroçipler geliyor

Bilim insanları, insan yapımı en küçük uçan yapı olduğunu iddia ettikleri, bir karınca kafasından daha küçük kanatlı mikroçipler geliştirdiklerini açıkladı. Northwestern Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilen bu minik cihazlar tam bir mühendislik harikası olmanın yanı sıra, günün birinde hava kirliliğini ve hava yolu ile bulaşan hastalıkları engellemek için kullanılma potansiyelleri bulunuyor. Bir başka, ancak daha karanlık kullanım alanı ise, izleme, istihbarat ve toplum hakkında bilgi toplama.  

Uçan minik mikroçipler hakkındaki bilgiler Nature dergisinde geniş kapsamlı bir araştırma makalesinin içinde yayınlandı. Minik cihazlar havada rüzgarın etkisiyle süzülerek yayılan tohumların mantığı ile hareket ediyor. Araştırmacılar, en iyi şeklin hangisi olduğuna karar vermek için bir dizi rüzgar tüneli testi ve simülasyon gerçekleştirdi. Sonuç olarak ortaya üç kanatlı bir yapı çıktı. Görsel açıdan tristellateia asmasının yıldız şeklindeki tohumlarına benziyor. Araştırmacılar bu tohumların havada en başarılı şekilde süzüldüğünü söylüyor.

Bu mikro cihazlar ileride kirlilik sorununu neden olmamaları için bozunabilir polimerlerden üretiliyor ve yere indikten sonra doğal olarak çözülüyorlar. Cihazlar üzerlerinde bulunan pH sensörleri ile su kalitesini ölçüp raporlayabiliyor veya farklı dalga boylarındaki Güneş ışını etkisini ölçmek için foto detektörlere sahip olabiliyorlar. Cihazda güç kaynağı, depolama belleği ve verileri kablosuz olarak iletmek için kullanılacak olan anten varken bile havada süzülebilecek kadar hafif olabiliyor.  

Araştırmacılar, bu tür bir tasarım için olasılıkların sonsuz olduğunu söylüyor. Bu teknolojinin en olası uygulama alanı, havadaki kirliliği izlemek olacak. Bir bulut şeklinde hareket eden çok sayıda mikro CCTV kamerası şeklinde tasarlanıp bir gözetleme aracı olarak da kullanılabilirler.



"Google CEO'su görevden alınsın"

2019 yılında Google CEO'su Sundar Pichai'nin, Chrome'un gizli göz atma modunu "özel" olarak tanımlamanın sorunlu olduğu konusunda uyarıldığı, ama "gizliliği ön plana çıkarmak istemediği" ve "bu modun fazla göz önünde bulunmasını istemediği" için geri adım atmadığı ortaya çıktı. En azından mahkemeye sunulan yeni dosyalar bunu gösteriyor. Bu da yeni tartışmaları beraberinde getirdi.

Sorun, Google'ın Chrome web tarayıcısında yer alan Gizli modun o kadar da gizli olmamasından kaynaklanıyor. İddialara göre Google, popüler web tarayıcısının gizli modunda internette dolaşan kullanıcıların verilerini toplamaya devam ediyor. Bunun neticesinde tam 5 milyar dolarlık bir dava ile mahkeme koridorlarına taşınan Google, şimdi daha büyük sorunlarla karşı karşıya.

Reuters'ın haberine göre, avukatlar geçtiğimiz hafta bölge mahkemesine sunulan duruşma raporlarına yeni bir güncellemede bulunarak, Google CEO'su Sundar Pichai'nin ve Google Baş Pazarlama Sorumlusu Lorraine Twohill'in, sorunu göz ardı etmeyi seçtikleri için görevden alınmaları gerektiğini belirtmişler.

Google'dan da yanıt gecikmemiş. Google sözcüsü José Castañeda Reuters'e verdiği demeçte, dosyalamanın "ilgisiz ikinci ve üçüncü el hesaplara atıfta bulunan e-postaları yanlış karakterize ettiğini" söylerken, anlaşılan işler önümüzdeki günlerde daha da karışacak.



28 Eylül 2021 Salı

BenQ'dan dünyada bir ilk!

BenQ, her yerde gerçek sinema deneyimi için ekstra bas, net ayrıntılar, derin ses efektleri, otantik renkler ve canlı kontrast sunan 2.1 kanallı Bluetooth ses özelliğine sahip ilk akıllı taşınabilir projektörler olan GV30'u duyurdu.

BenQ Türkiye Ülke Müdürü, "Yeni taşınabilir projektörlerimiz, kablosuz Android TV akışını güçlü Bluetooth çok kanallı sesi yüksek mobilite ve çok yönlü bağlantı ile birleştirerek anlamlı hepsi bir arada sinematik deneyimler sağlıyor" dedi. "GV30, tiyatro deneyimi meraklıları ve maceraperest aileler için ödün vermeden büyük ölçekte eğlence ve müziğin keyfini çıkarmanın yaratıcı yeni yollarıyla iç mekandan dış mekana uzanan benzersiz yaşam tarzlarını tamamlıyor."

GV30, ayrı yüksek/orta aralık sürücüleri ve rezonans bas için özel woofer ile 2.1 kanallı ses sistemlerini destekleyerek film ve video görüntülemeye gerçek sinematik ses dokusunu getirir. BenQ'nun treVolo ses ekibi tarafından ayarlanan sistemler, sinematik ses özelliklerini dengelemek ve derinliği, netliği, tanımı, varlığı ve stereo alan görüntülemeyi geliştirmek için akustik ve psikoakustik bilimleri kullanır. Çok yönlü Sinema, Oyun, Spor ve Müzik Modları ile GV30, aktif yaşam tarzlarına zengin müzikler sağlamak için pille çalışan taşınabilir Bluetooth hoparlörler olarak da sorunsuz bir şekilde çalışır.

Bluetooth'a ek olarak tamamen kablosuz olan GV30, Google Play'e ve canlı akış uygulamalarına, filmlere, şovlara, sporlara, oyunlara ve sosyal medyaya anında erişim için yerleşik Android TV'ye sahiptir.  Dizüstü bilgisayarlar, iOS ve Android cihazlardan kablosuz olarak bağlanılabilir.

CinematicColor tarafından desteklenen ve Rec.709 renk gamı tarafından canlı bir şekilde sunulan 300 ANSI lümen parlaklık ve 720p HD netliğe sahip yeni GV30, görüntülerin gerçek renklerini vererek resim hassasiyetindeki titiz ayarı ile BenQ yeniliklerini sunar. Sinema Modu ve Gündüz Modu gibi özel olarak tasarlanmış modlar, ortam aydınlatması altında bile farklı ortamlarda canlı kontrast ve hassas yüksek çözünürlüklü ayrıntılara olanak verir.

Sinema tutkunları için özel olarak tasarlanmış GV30'un işlevsel olarak zarif tasarımı, çok yönlü yerleştirme için 135°'lik geniş bir projeksiyon açısı aralığı sağlayarak, küratörlüğünde içeriği görüntülemek ve sosyal medya trendlerini benzersiz bir şekilde kişiselleştirilmiş bir şekilde paylaşmak için yeni fırsatlar yaratır.

Bu projektör 30.000 saatlik uzun metrajlı filmlerin, 30.000 saatlik LED ışık kaynaklarının ve akıllı cihazlara, dizüstü bilgisayarlara, oyun konsollarına, Blu-ray oynatıcılara ve USB ortamlarına evrensel bağlantının keyfini çıkarmak için cömert pil ömrü sunar.



Intel Arc GPU'ların isimleri szıdı

Intel, düzenlenen Architecture Day 2021 etkinliğinde merakla beklenen Arc harici ekran kartı serisi hakkında bilgi paylaştı. Şirket, yol haritasını açıklarken, "Alchemist" olarak isimlendirilen ilk nesil Arc GPU'larının mimari yapısını da detaylandırdı.

Şirketin gelecek ekran kartlarının kendi iç yönetimi için hazırladığı kullanım kılavuzu da sızdırıldı. Yeni kartların Intel Arc a170, Arc a150 ve Arc A130 gibi isimlerle piyasaya çıkması beklenirken, bu isimlendirmenin AMD ve NVIDIA karşısında nispeten zayıf göründüğünü söylemek mümkün.

Sızdırılan belgeye göre şirketin 1'inci nesil ekran kartlarının "Intel Arc a-serisi grafikler" olarak lanse edileceği düşünülürken, ailede ilk etapta en az 3 ekran kartı yer alacağı tahmin ediliyor. Intel'in yeni ekran kartı serisini 2022'nin ilk çeyreğinde piyasaya sürmesi bekleniyor.



Ay'ın en yakın fotoğrafı çekildi

Radar teknolojisi sadece uçakları izlemek için değil, aynı zamanda biz dizi astronomik fotoğraf çekimi için de kullanılabiliyor. Bu görüntülerin en sonuncusu, Güney Ay'ın dağlık bölgelerinde bulunan ve Ay'ın yakın tarafının belirgin bir özelliği olan Tycho Krateri'nin 1.4 milyar piksellik bir görüntüsü. Görüntü, 200 x 175 kilometrelik bir alanı kapsıyor ve 86 kilometre boyunca uzanan Tycho Krateri'nin tam boyutuna uyuyor. Böylece, şimdiye kadar Dünya'dan çekilmiş en yüksek çözünürlüklü Ay fotoğrafı olarak da tarihe geçmiş oluyor.

İnanılmaz görüntüyü yakalamak, Green Bank Teleskobu (GBT) ve Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) adı verilen bir teknoloji kullanılarak mümkün oldu. Dünyanın en büyük tamamen yönlendirilebilir radyo teleskopu, alındığında, depolandığında ve tam bir görüntü olarak analiz edildiğinde Ay'ın yüzeyinden yansıyan ve Dünya'ya geri dönen sinyaller gönderiyor.

Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi Direktörü ve Associated Universities, Inc.'de Radyo Astronomi Başkan Yardımcısı Dr Tony Beasley yaptığı açıklamada "Bu, Raytheon'daki ortaklarımızın yardımıyla bugüne kadar ürettiğimiz en büyük sentetik açıklıklı radar görüntüsü" dedi ve ekledi: "Bu görüntüleri geliştirmek için önümüzde daha fazla çalışma varken, bu inanılmaz görüntüyü halkla paylaşmaktan heyecan duyuyoruz ve yakın gelecekte bu projeden daha fazla görüntü paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz."

Proje, kayda değer bir uzatma için ek fon aldı. Ekip, bu çığır açan çalışmanın şimdiye kadar gösterdiklerinin daha fazlasını yapabileceğini göstermeyi umuyor.

Green Bank Gözlemevi'nde mühendis olan Galen Watts ise, "Bunun gibi radar verileri daha önce hiç bu mesafede veya çözünürlükte kaydedilmedi" diye ekledi: "Bu daha önce birkaç yüz km'lik mesafelerde yapıldı, ancak bu projenin yüz binlerce kilometre ölçeğinde ve bu mesafelerde bir metrelik yüksek çözünürlüklerle değil. Hepsi çok fazla bilgi işlem saati alır. On yıl kadar önce, bir alıcıdan bir görüntü elde etmek aylar sürerdi ve belki de birden fazlasına ihtiyaç duyarak bir yıl veya daha fazla süre alırdı."

Bu yaklaşım, bir gün gaz devlerinin uyduları gibi çok daha uzak dünyaların radyo haritalarını oluşturmak için kullanılabilir. Ayrıca, Tycho'dan gelen görüntü, önümüzdeki birkaç ay içinde gösterilecek olan diğerlerinin yalnızca ilki...

Görüntünün yüksek çözünürlüklü halini buradan indirebilirsiniz...



Facebook Marketplace'e dikkat!

Facebook, e-ticaret platformunun bir milyar aktif kullanıcıya ulaştığını açıkladıktan kısa bir süre sonra, dolandırıcıların bu büyümeyi daha büyük kampanyalar başlatmak için kullandığına dair iddialar yayılmaya başladı.  ProPublica, bir Facebook Marketplace hesabının saldırıya uğradığını ve dolandırıcılık amaçlı yaklaşık 100 cep telefonu ve otomobil listesi yayınlamak için kullanıldığını tespit etti.

Facebook, kullanıcılarını otomatik sistemler ve insanlı incelemelerinin bir kombinasyonu yoluyla koruduğunu iddia ediyor, ancak ProPublica'nın soruşturması sonucunda, alıcıları ve satıcıları sahte hesaplardan ve dolandırıcılık listelerinden korumak için uygulanan bu önlemlerin başarısız olduğu kanıtlanmış oldu.

Facebook Marketplace kullanıcı sayısını artırıyor

2016'da açılan Facebook Marketplace, yerel topluluklardan insanların ürün alıp satmalarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirildi. 2021 nisan ayında bu platformu kullanan kullanıcı sayısı 1 milyar kullanıcı eşiğini aştı. Bunun en büyük nedeni, global pandemi nedeni ile online alışverişte yaşanan büyük patlama.

Yapılan soruşturma sonucu kullanıcılara gösterilen ilanların Facebook'un e-ticaret politikalarına aykırı olduğu, listelerde yorum yapan ve ürünleri öneren kişilerin sahte oldukları ortaya çıktı.  



Yeşil teknolojiye ihtiyacımız var!

Kuraklık ve küresel ısınma gibi çevresel faktörlerin yanı sıra doğal kaynakların azalması nedeniyle dünyanın sürdürülebilirlik projelerine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Teknoloji, çevresel değişiklikleri hafifletmede önemli bir role sahip, bu nedenle kuruluşların bugün, döngüsel bir ekonominin iş değeri ve uzun vadeli başarı ile nasıl uyumlu olduğunu anlamaları çok önemlidir.

Halihazırda tanık olduğumuz en belirgin sürdürülebilir teknoloji değişimlerinden biri, bulut ve yeşil veri merkezlerine geçiş süreci.

Veri merkezleri günümüzün küreselleşmiş, teknoloji merkezli ekonomisine güç veren çarklar olarak görev yapıyor. Ancak BT yöneticilerinin çok iyi bildiği gibi, bu değerli hizmetin hem kapasite talebini karşılamak için gereken para hem de veri merkezlerinin sürekli genişleyen karbon ayak izleri açısından bir maliyeti var.

Geleceğe baktığımızda, dijital içerik artacak - pazar araştırma şirketi IDC'ye göre her 18 ayda bir ikiye katlanacak - ve yenilenemeyen enerji kaynakları azalıp, elektrik maliyetleri yükseldikçe güç tüketimi önemli bir konu olmaya devam edecek. Bu ortamda, artan veri taleplerinin iş sürekliliğini tehlikeye atmamasını, bütçelere sekte vurmamasını, inovasyonu etkilememesini ve kirliliği artırmamasını sağlamak için işletmelerin gerçek çözümlere ihtiyacı var.

Bugün, yeni nesil akıllı sunucu, depolama ve ağ ürünleri, gücü daha verimli kullanmak, sık yapılan görevleri otomatikleştirmek, değişiklik isteklerine hızla yanıt vermek ve olası sorun noktalarını hem tahmin etmenize hem de gidermenize yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

 

5G 2030'a kadar sera gazı emisyonunda 1.7 milyar ton azalma sağlayacak

 

5G destekli gelişmiş bilişim ve iletişim teknolojileri çözümleri, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 20 oranında azaltacak araçlar sunuyor (Kaynak: Birleşmiş Milletler). Tarım, uzaktan sağlık, eğitim, akıllı su yönetimi, trafik yönetimi ve enerji verimli binalar ile ilgili projelerde daha fazla kullanıldıkça 5G teknolojisinin sürdürülebilirlikteki rolü de artacaktır.

İşin merkezine sürdürülebilirliği koymak

Sürdürülebilirlik, Dell Technologies'in yaptığı her şeyin merkezinde yer alıyor ve Progress Made Real 2030 Planımız ile uyum içerisinde. Bu bağlamda döngüsel bir yaklaşım uygulamak, teknolojinin yeni yollarla yeni değerler sunma yeteneğinden yararlanmak, daha büyük sistemleri incelemek, verimlilikleri belirlemek ve hem kendimiz hem de müşterilerimiz için yeni fırsatları ortaya çıkarmak anlamına gelir. Kuruluşun tamamı, küresel politika geliştirmeden yerel teknoloji geri dönüşüm fırsatlarına ve Seagate ile nadir toprak metallerinden yapılmış mıknatısları geri kazanma ve yeniden kullanma ortaklığımız gibi yenilikçi programlara kadar her alanda döngüsel ekonominin benimsenmesini geliştirmeye kararlıdır.

Döngüsel tasarım yaklaşımının önemli bir parçası, ürün yaşam döngüsündeki atıkları yönetmek ve malzemeleri geri dönüştürmektir. Dell Technologies, atıkları değerli hammaddelere dönüştürmenin yollarını bulmak için daha uzaklara bakıyor. Bu kapsamda okyanusa atılan plastikleri geri dönüştürerek ambalaj haline getirebilecek ve açık suları daha fazla kirlilikten kurtarabilecek yeni bir tedarik zinciri oluşturuldu.

Dell ayrıca plastikleri ve diğer geri dönüştürülmüş malzemeleri toplamak, işlemek ve karıştırmak için tedarikçilerle birlikte çalışıyor. Dell, belirli ürünleri paketlemek için kullanılan kalıplanmış tablalar oluşturmak için bu yöntemi kullanıyor. Bu şekilde, şirketin ürünleri daha az kaynağa ihtiyaç duyuyor ve geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemeleri en üst düzeye çıkaran verimli bir tasarıma sahip oluyor.

2030 ve ötesine bakmak

Dell Technologies'in insanlık ve gezegen üzerinde olumlu ve kalıcı bir sosyal etki yaratmak amacıyla hazırladığı plan kapsamında sürdürülebilirliği geliştirmek için iddialı hedefler belirlendi. Örneğin, 2030 yılına kadar Dell Technologies, müşterilerinin satın aldığı her ürün için eşdeğer bir ürünü yeniden kullanmayı veya geri dönüştürmeyi hedefliyor. Buna ek olarak şirket, ambalajlarının yüzde 100'ünün geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden imal edilmesini planlıyor. Bu plan doğrultusunda, ürün içeriğinin yarısından fazlası da geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden yapılacak.

Bugün ve önümüzdeki on yıl boyunca atılacak adımlar, dünyanın hem iklim değişikliğinden kaynaklanan hasarı nasıl azaltacağı hem de iklim değişikliğine nasıl uyum sağlayacağı üzerinde derin bir etkiye sahip olacak. Dell Technologies, teknolojinin gücüyle çevresel etkisini nasıl en aza indirebileceğini araştırarak iş ekosistemleri genelinde çalışmaya devam edecek.

Işıl Hasdemir, Dell Teknoloji Türkiye Genel Müdürü



Google'dan bir yeni sürpriz daha

İnternetteki herkes sosyal medya hesaplarında kendi fotoğrafını profil resmi olarak kullanmak konusunda rahat değil. Ancak kendilerini uygun şekilde temsil eden bir resim bulmakta da zorlanabiliyorlar. Google, böyle kullanıcılara yardımcı olmak amacıyla geniş kapsamlı bir Google İllüstrasyon arşivi yayınlandı. Ama şimdilik sadece Android kullanıcıları için...

Gmail'de, Google Workspace'te veya Android'de Kişiler'de profil resminizi ayarlamak istediğinizde, artık Google'ın sunduğu illüstrasyonlardan birini de seçebiliyorsunuz. Seçenekler arasında hayvanlar, efsanevi yaratıklar, yerler ve hobiler bulunuyor. Google, ilk illüstrasyon grubunun "çeşitli kültürleri, ilgi alanlarını ve arka planları kapsadığını" söylüyor.  Renkleri değiştirerek ve görüntüyü kırparak bu görselleri özelleştirebiliyorsunuz.

Beğendiğiniz bir illüstrasyonu seçip ayarladıktan ve kaydettikten sonra, kişileriniz onu çeşitli Google ürünlerinde görecekler. Google, koleksiyonu genişleteceğini ve iOS ve web dahil olmak üzere ek ürün ve platformlara da illüstrasyonlar getireceğini açıkladı.



Cobra Kai 4. sezon geliyor!

YouTube'da çalkantılı bir başlangıç yaptıktan sonra Netflix'e geçen ve bu platformda çılgınca başarılı bir üç sezonu geride bırakan Cobra Kai, 4. sezonu için yeni bir fragman ile geri döndü. Üstelik bu fragman, aynı zamanda bir tarih duyurusu. Cobra Kai 4. sezonun yayın tarih, 31 Aralık 2021 olarak açıklanmış durumda.

Yoğun dövüş koreografisinden nostaljik sahnelere kadar oldukça zengin bir içerik sunmasını beklediğimiz Cobra Kai'nin dördüncü sezonu, geçmiş sezonlarda olduğu gibi yine serinin hayranlarını ekran başına kilitleyecek gibi görünüyor. Daniel LaRusso ve Johnny Lawrence, bu sezonda kendi dojo'ları ile All Valley Karate Turnuvasına katılıyor ve John Kreese ile yüzleşiyor.

Cobra Kai: Season 4 | Date Announcement | NetflixCobra Kai: Season 4 | Date Announcement | NetflixOn December 31, the battle for the soul of the Valley reawakens. New alliances. Higher than ever stakes. Who will take it all at the All Valley Tournament? SUBSCRIBE: About Netflix: Netflix is the world's leading streaming entertainment service with over 209 million paid memberships in over 190 countries enjoying TV series, documentaries and feature films across a wide variety of genres and languages. Members can watch as much as they want, anytime, anywhere, on any internet-connected screen. Members can play, pause and resume watching, all without commercials or commitments. Cobra Kai: Season 4 | Date Announcement | Netflix Decades after the tournament that changed their lives, the rivalry between Johnny and Daniel reignites in this sequel to the "Karate Kid" films.

Cobra Kai cephesinden gelen tüm haberler 4. sezonla ilgili de değil. Netflix'in, henüz 4. sezon yayınlanmadan 5. sezon için yeşil ışık yakması da, serinin hayranlarını sevindiren diğer bir gelişme olarak ön plana çıkıyor.




6 ölü galaksinin gizemi çözülemedi!

Erken evrendeki büyük galaksilerin yeni yıldızlar için bol miktarda 'yakıt' bıraktığını düşünüyor olsak da, yakın tarihli bir keşif, durumun her zaman böyle olmadığını gösteriyor. Hubble Uzay Teleskobu ve Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Düzeni'ni (ALMA) kullanan gökbilimciler, olağandışı bir şekilde "ölü" olan altı erken galaksi (Big Bang'den yaklaşık 3 milyar yıl sonra) buldular. Yani, yıldız oluşumu için gerekli olan soğuk hidrojenleri tükenmişti. Baş araştırmacı Kate Whitaker'ın söylediğine göre bu, yıldız doğumları için en yoğun dönemdi, dolayısıyla bu hidrojenin kayboluşu gizemini koruyor.

Ekip, bu galaksileri, güçlü kütleçekimsel mercekleme sayesinde erken evrenden gelen ışığı bükmek ve büyütmek için galaksi kümelerini kullanarak buldu. Hubble geçmişte yıldızların nerede oluştuğunu tespit ederken, ALMA gerekli bileşenler mevcut olsaydı yıldızların nerede oluşacağını göstermek için soğuk tozu (hidrojen) tespit etti.

Galaksilerin o zamandan beri genişlediğine inanılıyor, ancak yıldız yaratımı yoluyla değil. Aksine, diğer küçük galaksiler ve gazlarla birleşme yoluyla büyüdüler. Bundan sonraki herhangi bir oluşumun oldukça sınırlı olduğu tahmin ediliyor.

Bulgular, Hubble ve ALMA'nın birleşik gücünün ve Hubble'ın kullanıma başlamasından on yıllar sonra bile yeteneklerinin ne kadar faydalı olduğunun bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda, bir dizi soruyu gündeme getirerek hem teknolojinin hem de insan anlayışının sınırlarının altını çiziyor. Whitaker, bilim insanlarının galaksilerin neden bu kadar çabuk öldüğünü veya yakıtlarının neden tükendiğini bilmediklerini de belirtti. Gaz ısıtıldı mı, dışarı mı atıldı yoksa sadece hızla mı tüketildi? 



Galaxy Z Fold 3 böyle yandı

Samsung, Galaxy Note 7 fiyaskosu nedeniyle akıllı telefon pillerinin yanmasına çok yabancı bir marka değil. Bununla birlikte, Galaxy Note 7'den sonra piyasaya sürülen çoğu Galaxy akıllı telefon, pille ilgili bir sorun nedeniyle gündeme gelmedi. Yine de ara sıra, bazı akıllı telefonların alevler içinde kaldığını duyuyoruz. Bu sefer talihsiz bir Galaxy Z Fold 3 kullanıcısı aynı durumla karşılaştı. Ama bu durum kendiliğinden olmadı.

Twitter kullanıcısı Chad Christian, bir Galaxy Z Fold 3'ün "dumanlı bir videosunu" yayınladı. Ancak bu videoda sorunun telefonun kendisinde olmadığını ve pilin, telefon yere düştükten sonra yapısal hasar görebileceğini söylüyor. Yani olay, telefonun zemine düşmesi sonrasında gerçekleşmiş.

The Samsung Galaxy Z Fold 3 blew up on me when I was getting ready to box it up. Had to throw it in the garage. Definitely had some integrity damage. Can you imagine if it did this in shipping ?? pic.twitter.com/OnPHfZmKod

— Chad Christian - American Dream Trading (@CoachCWC) September 26, 2021

Bir akıllı telefonun bir veya iki kez takla atarak yeri boylaması çok sık görülen bir durum. Çoğu OEM, düşüşten sağ çıktıklarından emin olmak için cihazlarını sıkı bir şekilde düşürme testine tabi tutuyor. Galaxy Z Fold 3 ise, çok sayıda hareketli parçaya sahip ve dayanıklılık iyileştirmelerine rağmen, kırılgan bir cihaz olduğu gerçek.

1.800 dolarlık bir telefonun alevler içinde kalmasını izlemek oldukça acı verici olabilir. Bu yüzden eğer Galaxy Z Fold 3 satın alacaksanız, onu spor yaparken ya da bisiklete binerken yanınızda bulundurmamanızda yarar var...



iPhone 13 İçin 120Hz Açıklaması

iPhone 13 Pro ve iPhone 13 Pro Max'in ekran tazeleme hızı 120Hz olarak açıklandı açıklanmasına ancak bu ekran tazeleme hızından faydalanılabiliyor mu?

Temel kullanımlarda 120Hz tazeleme hızında herhangi bir sorun görünmemesine karşın elbette bu tazeleme hızının kullanıldığı uygulamadan uygulamaya değişiklik göstermesi çok olası. O nedenle Apple, iPhone 13 Pro ailesinin 120Hz tazeleme hızından tam faydalanılabilmesi için, uygulamaların da güncellemesi gerektiğin altını çiziyor.

Apple'ın kendi uygulamaları ve iOS 15'te 120Hz ekranlardan faydalanılabiliyor. Ancak 3'üncü parti uygulamalarda bu desteğin henüz bulunmuyor olması fazlasıyla olası. Bu tür sorunlarla karşılaşan kullanıcılar ise, Apple'ın bununla ilgili güncellemelerini beklemek durumunda.



27 Eylül 2021 Pazartesi

Instagram'da hırsızlara dikkat!

İçlerinde Hidayet Türkoğlu, Feryal Gülman ve Buket Dereoğlu gibi ünlülerin de yer aldığı binlerce kişinin hesabı son birkaç ay içerisinde siber zorbalar tarafından ele geçirildi. Hesapları çalan hırsızlar iade etmek için genelde şantajla para istiyorlar ve vermeyenlerin hesaplarındaki yazışmaları ve fotoğrafları ifşa etmekle tehdit ediyor ya da kullanıcı adlarını kullanarak hesap sahibinin arkadaşlarını dolandırmaya çalışıyorlar. Peki sosyal medya hırsızlıklarına karşı ne yapmak gerekiyor? Çalınan Instagram hesapları nasıl kurtarılıyor?

'Önleminizi alın'

Yaşanan hesap hırsızlıklarına karşı uyarılarda bulunan Sosyal Medya İtibar Yönetimi Uzmanı Aras Abdullahoğlu, hırsızlıkları önlemek adına bazı önlemler hakkında bilgi verdi. Başka biri hesabınıza giriş yaptığı anda haberinizin olması için şüpheli giriş uyarılarının açılması gerektiğini vurgulayan Abdullahoğlu, hesabınıza kayıtlı e-posta ve telefon numarasının güncel olması gerektiğini söyledi. Aras Abdullahoğlu'nun açıkladığı önlemler arasında hesap güvenliği için en az altı rakam, harf ve noktalama işaretlerinden oluşan güçlü bir şifre oluşturulması ve bunun internette kullanılan diğer şifrelerden farklı olması gibi noktalar bulunuyor.

Siber hırsızlıklara karşı alınması gereken diğer önlemleri ise şunlar:

• Instagram hesaplarında 'iki faktörlü kimlik doğrulama' özelliği açılmalı.

• Instagram hesabına ait parola bir başka kişiyle, bir uygulamayla ya da web sitesiyle paylaşılmamalı.

• Hesaba güvenli olmayan bir bir Wi-Fi ağı veya cihaz üzerinden girilmemeli.

• Hesaba ortak kullanılan teknolojik cihazlarla girildiğinde mutlaka çıkış yapılmalı.

• Instagram hesabının 'Beni hatırla' özelliği aktif olmamalı. Bu özellik açık kaldığına tarayıcılar kapatılsa bile başka kişiler sosyal medya hesaplarına ulaşabiliyorlar.

Nasıl kurtarılır?

Aras Abdullahoğlu'nun verdiği bilgilere göre çalınan Instagram hesabınızı kurtarmanız için yapmanız gereken ilk şey, Instagram ile iletişime geçerek hacklendiğinizi belirtmeniz. Bunun için hesabınızın "Ayarlar" kısmından "Yardım Merkezi'ne" gelerek "Giriş yapma ve Sorun Giderme" bölümüne girmeniz gerekiyor. Daha sonra "Hesabımın bir başkasının eline geçtiğini düşünüyorum" kısmına giriş yapmalısınız. security@mail.instagram.com'dan e-posta adresinizin değiştiğini bildiren bir e-posta almanız durumunda "Bu değişikliği geri al" seçeneğini işaretlemeniz, şifrenizin değiştirilmesi durumunda ise Instagram'dan bir giriş bağlantısı veya güvenlik kodu talep etmeniz gerekiyor.

Giriş bağlantısı talebi için "Giriş" ekranında "Yardım al" veya "Şifreni mi unuttun?" seçeneğine tıklayarak hesabınızla ilgili kullanıcı adını, e-posta adresini veya telefon numarasını girin ve ardından "İleri" seçeneğine dokunun. E-posta adresinizi ya da telefon numaranızı seçtikten sonra "Giriş bağlantısı gönder" seçeneğine dokunun. Bu adımları uygulamanıza rağmen hesabınızı geri alamazsanız, "Daha fazla yardıma ihtiyacım var" linkini tıklayarak gerekli yönlendirmeleri uygulamalısınız. Bu da sonuç vermezse vakit kaybetmeden bir siber güvenlik uzmanından destek almanız yararınıza olacaktır.



Instagram'da sürpriz gelişme

Facebook, ilk duyurusundan bu yana karışık tepkiler alan Instagram Kids uygulaması için çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. Ama sosyal ağ devi halen uygulamanın yapılacak doğru şey olduğuna inanıyor ve bunu kanıtlamak için ebeveynler ve düzenleyicilerle çalışmalar yapacak. Yani bu durdurma, kesin bir iptal anlamına gelmiyor.

Uygulama, çocukların genç yaşta dijital cihazlara sahip olma eğilimine hitap etmeyi amaçlıyor. Facebook, ebeveynlerin çocuklarına, yalnızca kendileri için tasarlanmış bir Instagram'a erişim vermelerinin, denetleme imkanına sahip olmalarının doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyor. Ve bu düşüncesinden vaz geçmiş de değil.

Instagram Kids'i eleştirenler, bu kararı ürünün kötü bir fikir olduğunun kabulü olarak görebilir. Gerçek şu ki, çocuklar zaten çevrimiçi ve Facebook, Instagram Kids'in bugün bulunduğumuz yerden daha iyi bir seçenek sunmasını istiyor.

Bu duraklama sırasında Facebook, ebeveynlerin 13 yaş ve üzerindekileri izlemesine izin vermek için mevcut araçları üzerinde çalışmaya devam edecek. Facebook, Instagram Kids'in geleceğinde neler olduğunu ise henüz açıklamadı.



Samsung beynimizi "kopyalayacak"

Samsung, beyin benzeri çipler geliştirmenin iyi bir yolu olduğunu düşünüyor: Mevcut beyin yapılarını ödünç almak. Teknoloji firması, bir beynin nöron bağlantı haritasını 3D nöromorfik çiplere "kopyalayıp yapıştıracak" bir yöntem önerdi. Bu yaklaşım, hem nöronların bağlandığı yeri hem de bu bağlantıların gücünü kaydetmek için büyük hacimli nöronlara giren bir nanoelektrot dizisine dayanıyor. İster kullanıma hazır flash depolama isterse dirençli RAM gibi son teknoloji bellek olsun, bu verileri kopyalayabilir ve 3B katı hal bellek ağına 'yapıştırabilirsiniz'.

Her bellek birimi, haritadaki her bir nöron bağlantısının gücünü yansıtan bir iletkenliğe sahip olacaktır. Samsung, sonucun, bilim insanlarının başlangıçta istediği gibi "beyni tersine mühendislik"e etkili bir geri dönüş olacağını söyledi.

Bu karar, yeni kavramları öğrenme ve değişen koşullara uyum sağlama esnekliği de dahil olmak üzere gerçek beyinler gibi davranan yapay zeka sistemlerine bir "kısayol" işlevi görebilir. Araştırmacıların söylediğine göre, gerçek bilişe sahip tam otonom makineler bile görmemiz mümkün olabilir.

Ancak bu karmaşıklıkla ilgili öne çıkan bir sorun var. Bir insan beyni, bin kat daha fazla sinaptik bağlantıya sahip yaklaşık 100 milyar nörona sahip olduğundan, ideal bir nöromorfik çip yaklaşık 100 trilyon bellek birimine ihtiyaç duyacaktır. Bu, herhangi bir şirket için ulaşması açıkça zor bir değer ve bu değerin içerisinde bu sanal beyni çalıştırmak için gereken kod bulunmuyor. Samsung, insan benzeri yapay zekaya kapı açmış olabilir, ancak herhangi birinin bu hedefe ulaşması uzun zaman alabilir...



Witcher'dan 2 iyi haber birden

Netflix, 17 Aralık 2021'de platforma gelecek olan The Witcher 2. sezon için yeni bir fragman yayınladı. Ayrıca 3. sezonun resmi olarak yapım aşamasında olduğu da açıklandı. Böylece henüz 2. sezon yayınlanmadan, 3. sezon da onayı almış oldu.

The Witcher 2. sezon, ilk sezonun sonunda Geralt of Rivia (Henry Cavill) ve Ciri'nin (Freya Allan) 1. sezon sonunda karşılaşmalarını dikkatlice kurduktan sonra başlayacak. İkinci sezonda Geralt, Ciri'yi witcher'ların eğitildiği bir yer olan Kaer Morhen'e götürecek.

Yayınlanan yeni fragman, bugüne kadar gördüğümüzden çok daha fazlasını sunuyor. 1. sezonun acımasız final olaylarından sonra Yennefer'e (Anya Chalotra) ne olduğuna dair küçük bir ipucu da mevcut.

Yeni görüntüleri 1. sezonun özetiyle birleştiren fragmanı hemen aşağıdan izleyebilirsiniz...

Road to Season 2 Trailer | The WitcherRoad to Season 2 Trailer | The WitcherYou can't escape the monster within. The Witcher Season 2 premieres December 17 on Netflix. SUBSCRIBE: About Netflix: Netflix is the world's leading streaming entertainment service with over 209 million paid memberships in over 190 countries enjoying TV series, documentaries and feature films across a wide variety of genres and languages. Members can watch as much as they want, anytime, anywhere, on any internet-connected screen. Members can play, pause and resume watching, all without commercials or commitments. Road to Season 2 Trailer | The Witcher


Mazda ve Bose meydan okuyor

Otomobillerin olmazsa olmazı eğlence sistemlerine 1991 yılında yeni bir bakış açısı kazandırma amacıyla yola çıkan Mazda, bu yıl Bose ile olan iş birliğinde 30 yılı geride bıraktı. Onlarca modelde olağanüstü ses deneyimini, sürüş keyfiyle harmanlayan bu birliktelik, ilk olarak 1991 yılında, ikonik Mazda RX-7 FD modeliyle başladı. Çok güçlü bas tonları ve berrak bir ses deneyimi için Mazda Ses Mühendisi Ryoji Oe önderliğindeki Mazda ekibi ve Bose, ortak noktada buluşarak olağanüstü bir ses performansı arayışıyla Bose'nin Acoustic Wave Cannon teknolojini geliştirdi. Başlangıçta çok zorlu görünen tasarım, iki üreticinin mühendislik çalışmalarıyla hayat buldu ve tüm bagajı kıvrımlı bir şekilde çevreleyen, woofer ile güçlendirilmiş 3.6 metrelik bir akustik tüp iki hoparlörü birbirine bağlayarak bugün bile çok etkileyici olan bir ses deneyimini ortaya çıkarmış oldu.

Zorlu bir görevi başarmak: Mazda MX-5

Üstü açılıp kapanabilen bir otomobilde, üstün bir ses sistemi geliştirmek, tüm otomotiv sektörü ve OEM şirketleri için çok zorlu bir görev olarak adlandırılıyor; bu zorlu görevi aşan ilk otomobillerden birisi ise yine ikonik Mazda MX-5 modeli oldu. Mazda ve Bose'nin geliştirdiği zekice tasarlanmış çözüm sayesinde tente açıldığında, doğrudan koltuk başlıklarına entegre edilmiş UltraNearfield hoparlörlerin ses tonu ayarları otomatik olarak değiştirilirken, Bose AudioPilot teknolojisi de rüzgar ve yol gürültülerini sürekli tarayarak değişen koşullara göre ses adaptasyonu sağlıyor. Bu sayede sürücü, manuel bir ayarlamaya gereksinim duymadan dikkatini sürüşe ve müziğe verebiliyor. 

Yeni hoparlör yerleşimleri, premium dokunuş

Güncel Mazda modelleriyle Bose birlikteliği yeni bir atılım da gerçekleştirmiş oldu. 2019 yılındaki Mazda3'ten bu yana neredeyse tüm modellerde wooferlar kapı içlerinden kapı eşiklerine aktarıldı. Bu sayede daha geniş kapı içi eşya cepleri için yer açılırken, bas tonları daha doğal ve tok bir şekilde yayılmaya başladı, kapılarda oluşacak tıkırtılar da giderilmiş oldu. Düşük frekansı eşitlemek için bagaj zemininde yer alan ek bir subwoofer ile BassMatch olarak adlandırılan bu konfigürasyon, tamamen elektrikli Mazda MX-30'da, motor sesi olmadığı için sürücü ve yolcuların her zamankinden daha zengin bir deneyimi yaşamasına imkan tanıyor.  



Galaxy S21 FE iptal mi edildi?

Galaxy S21 FE'nin aslında Ağustos 2021'de, Galaxy Z Flip 3 ve Galaxy Z Fold 3 ile birlikte tanıtılması bekleniyordu. Ancak tedarik zinciri sorunları ve devam eden çip sıkıntısı nedeniyle duyuru ertelenmişti. Şimdi ise, yeni akıllı telefonun iptal edilebileceği bildiriliyor.

Güney Koreli yayın DDaily'ye göre Samsung, şirketin Galaxy S21 FE'yi duyurmayı planladığı Galaxy Unpacked Ekim 2021 etkinliğini iptal etti. Etkinlik Ekim ortası için planlanmıştı, ancak Galaxy Z Flip 3'ün beklenenden yüksek satışları ve yarı iletken çip sıkıntısı nedeniyle Güney Koreli firma, Galaxy S21 FE'nin lansmanını iptal etmiş gibi görünüyor. Şirketin Galaxy Z Flip 3'e odaklanmak istediği bildiriliyor.

Galaxy Z Flip 3'ün son derece iyi sattığı ve Samsung'un üretimi siparişlerle aynı çizgide tutamadığı konuşuluyor. Üstelik Galaxy S21 FE, çoğu pazarda Snapdragon 888 yonga setini kullanacak ve yonganın ciddi bulunabilirlik sorunları var; fiyatı da arttı.

Samsung, Galaxy S21 FE'yi piyasaya sürerse, bu durum Galaxy Z Flip 3 ve Galaxy Z Fold 3'ün üretimini etkileyebilir. Dolayısıyla şirketin, böyle bir durumdan kaçınmak istemesi de mantıksız görünmüyor.