Neredeyse iki yıl boyunca aldığımız kötü haberlerin ardından nihayet potansiyel bir umut ufukta görüldü: COVID-19 mevsimsel bir hastalık olabilir.
Yeni koronavirüs 2019'un sonlarında ilk kez ortaya çıktığından beri, bilim insanları ve karar vericiler, mevsimsel olup olmadığını - grip gibi kış aylarında bulaşmanın artması - veya yıl boyunca eşit derecede bulaşıcı olup olmadığını tartışıyor. Geçtiğimiz hafta Nature Computational Science dergisinde yayınlanan bir makale, COVID-19'un aslında mevsimsel bir düşük sıcaklık enfeksiyonu olduğuna dair güçlü kanıtlar sunuyor ve bunun virüsle yaşamayı nasıl öğrenebileceğimiz konusunda önemli etkileri var.
ISGlobal İklim ve Sağlık programı direktörü ve araştırmanın koordinatörü Xavier Rodó, konuyla ilgili yaptığı açıklamasında "Bulgularımız COVID-19'un influenzaya ve dolaşımdaki daha iyi huylu koronavirüslere benzer gerçek bir mevsimsel düşük sıcaklık enfeksiyonu olduğu görüşünü destekliyor. Aerosoller daha uzun süre asılı kalabildiğinden, gelişmiş iç mekan havalandırması yoluyla 'hava hijyenine' vurgu yapılmasını gerekli kılıyor" dedi
Makalede açıklandığı üzere düşük nemli koşullar aerosol damlacıklarının havada hafifçe buharlaşarak boyutlarının küçülmesine neden oluyor. Bu durum, nefesimizdeki su damlacıklarının burnumuzdaki bağışıklık savunmasını geçecek kadar küçük olabilmelerini sağlayarak potansiyel olarak COVID-19 da dahil olmak üzere hastalıkları daha bulaşıcı hale getirebilir. Bu nedenle araştırmacılar, kamu politikası ve tıbbi müdahalelerde olası meteorolojik durumların yanı sıra iyi havalandırmaya daha fazla önem verilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Ayrıca bu araştırma, COVID-19'un muhtemelen mevsimsel olduğu sonucuna varan ilk çalışma da değil. GeoHealth dergisinde Mayıs ayında yayınlanan bir çalışma, beş ülkedeki çevresel koşullar ile COVID-19 bulaşma oranları arasındaki bağlantıyı inceleyerek virüsün gribe benzer bir mevsimsel model izlediği sonucuna varmıştı. Bu haftaki çalışma, bunu çok daha büyük bir ölçekte doğruluyor: Ekip, politika müdahaleleri uygulanmadan önce, ardından birinci, ikinci ve üçüncü dalgalar boyunca, beş kıtada 160'tan fazla ülkede COVID-19'un yayılmasını inceledi.
Ekip, halk sağlığı politikalarının girişi olmadan, COVID-19'un bulaşma hızı ile dünya genelindeki sıcaklık ve nem seviyeleri arasında negatif bir ilişki buldu. Başka bir deyişle, sıcaklık veya nem ne kadar düşükse, bulaşma oranı o kadar yüksek oluyor. Ancak salgın ilerledikçe, model devam etti. Sıcaklıklar ve nem seviyeleri arttıkça ilk dalga sona erdi ve ardından sonbahara girerken ikinci dalga geldi. Bu model dünya çapında, ülke düzeyinde, bölgesel ve hatta şehir düzeyinde, yalnızca bir istisna dışında geçerliydi: 2020 yazı.
Baş yazar Alejandro Fontal, 2020 yazı için "[Bu] gençlerin toplu toplantıları, turizm ve klima gibi çeşitli faktörlerle açıklanabilir" diyor. Araştırmada da açıkladığı üzere, klima bazı soruların cevabı olabilir: "Kuzey Yarımküre'nin zengin ülkelerinde, [sıcak] aylarda soğutulan iç mekan mikro iklimi, soğutulmuş havanın mekanik olarak yeniden havalandırıldığı Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki et işleme tesislerinde gözlemlenen birçok salgında olduğu gibi iletimi barındırabilir."
Ekip, sonuçların ikna edici olduğuna inansa da, çalışmanın birkaç sınırlaması olduğunu belirtiyor. Birincisi, COVID-19 yeni bir virüs ve bu nedenle epidemiyolojik kayıtlar biraz sınırlı. Ayrıca, sonuçlarının bir nedensellik değil, bir korelasyon gösterdiğine dikkat çekiyorlar, bu nedenle virüs dalgalarının sıcaklık ve nem ile bağlantılı olması muhtemel olsa da, şimdiye kadar bilinmeyen bir faktörün etkin olma ihtimali göz ardı edilemez.
Yine de ekip, çalışmalarının, ileriye dönük sağlık politikaları ve tedavilerini bilgilendirmeye yardımcı olabileceğini ve "COVID-19 için daha küratörlü ve özel iklim hizmetleri ve erken uyarı sistemlerine" izin vereceğini umuyor. Sokağa çıkma yasağı gibi önlemlerin hastalık üzerindeki iklim etkilerini sınırlama açısından değerlendirilebileceğini söylüyorlar ve en önemlisi, ekip, hastalık "endemik hale gelse bile yöntemlerinin devam edeceğini ve bu nedenle aşı için yıllık zamanlamayı tanımladığını" söylüyor.
Rodó, "COVID-19'un gerçek bir mevsimsel hastalık olup olmadığı sorusu, etkili müdahale önlemlerinin belirlenmesine yönelik etkileri ile giderek daha merkezi hale geliyor" diyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor: "Toplamda, bulgularımız COVID-19'un influenzaya ve daha iyi huylu dolaşımdaki koronavirüslere benzer gerçek bir mevsimsel düşük sıcaklık enfeksiyonu olduğu görüşünü desteklemektedir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder